Bu aralar pek haber yok, yorum yapacak. O yüzden blogu da biraz canlı tutmak adına yeni bir anket aklıma geldi.
Uzun bir süredir milli takım, hazırlıklarını sürdürüyor biliyorsunuz. Son katıldığı turnuvada da Ömer Onan'ın deyimiyle "Efes Pilsen World Cup tokatı" nı yedi milli takımımız. Aslında böyle tokat demekle geçiştirilecek bir durum değil. Daha çok -şamar- oldu bu. Aslında Tanjevic baştayken daha çok şamar yeriz ya biz neyse.
Bir de gündemde karambole gelen ve unutulan bir konu daha oldu. Kerem Gönlüm konusu. Milli takım kadrosundan çıkarıldı. Ama onun yerine hala adam alınmış değil. KG'nin alacağı süreleri Oğuz, Ömer Aşık ve Semih'e paylaştıracak. Onlardan arta kalan sürede de sanırım Baby Shaq'ımız Fatih Solak ve takımımızın çömezi Barış Hersek'e süre verecek. Tabii biz de aptalız ya, bu takımdan birşeyler bekleyeceğiz ve hedefi olan bir takım olduğuna inanacağız. Saçmalık. Şu dakikaya kadar bunu tartışmak bile başlı başına bir saçmalık. Biz böyle bir çağ dışı hocaya sahip olduğumuz için, bünye artık bağışıklık kazandı. Hatta federasyon başkanımız turgay demirel (isim-soyisimin baş harflerini büyük yazılmasını bile hak etmiyor benim gözümde, bırakın federasyon başkanlığını) bizim iyice kabullenebilmemiz, sinir hastası olmamamız için, aldı bir de Fenerbahçe Ülker'in başına geçirdi yıllar önce, bizim iyiliğimizi düşünerek. İstenilen de oldu, artık Tanjevic'e karşı spor kamuoyu ve biz basketbol severler artık tepkisizleştirilmiş hale geldik.
Konu neredeydi, nereye geldi. Dertliyiz bu konuda napalım. Hazırlık turnuvalarında pek değinip, sinir bozmak istemedim. Kendimi şampiyona sonrasına saklıyorum. Alınacak sonuca göre yazı yazmayacağım tabii. Şu an sadece yazının başlığını arıyorum. "Karambole gelen başırı" mı, yoksa "Perşembenin gelişi çarşambadan belliydi" mi? Göreceğiz... Fikirlerinizi ve görüşlerinizi bekliyorum...