9 Ekim 2009

Demirel'in Gıkı Çıkmaz, Çıkamaz !

Sevgili Bilgin Gökberk'in bugün Milleyet'de çıkan yazısı. Beğenerek okudum. Türk basketbolunun şu anki içinde bulunduğu boktan duruma çok güzel değinmiş. Kuklalara, kuklacılara güzel göndermeler yapmış.  Az bile söylemiş, bu kendini bilmez, mafya bozmalarına. Futbolu kirlettikleri yetmemiş gibi, şimdi bir de basketbola el atmaya başladılar son yıllarda. Sizin anlayabileceğiniz bir spor dalı, branşı değil. Çekin kirli ellerinizi basketbolumuz üzerinde. Basketbolun gerçek sahipleri biziz, defolun ! Ağzına sağlık Bilgin Gökberk, kalemine sağlık.


Mahmut Uslu basketbol medyasına sulanıyor, niye yazmıyorlarmış dopingi? Hangi medya, medya mı kaldı? FB’nin tarihi basın toplantısında, basketboldan iki kişi var, biri Milliyet’den Ümit, diğeri Cumhuriyet’ten Can.
Gerisinin yarısı, kulüplerin seyahatlere götürdüğü seyahat medyası, diğer yarısı da Demirel’in iş verdiği, milli seyahatlerde çığırtkanlığını yapan, yanında taşıdığı pembe medya.
Pembe çantalar...
Yazmamak, yazamamak üzerine kurulu yazı hayatları bu pembe, pespembe çocukların, bunlar mı yazacak?
Hem...
2005’te Demirel’i başkan yapan kendileri, medyayı paramparça eden o, doping olayının don lastiği gibi uzamasının sebebi de Demirel, FB önce kendisine kızsın, sulansın...
Son yıllarda basketbola kattıkları, verdikleri değere saygılıyım, iyi bir organizasyon kurdular ama bu organizasyonun yumuşak karnı da seçtirdikleri Demirel, en zayıf halka da o, bir an önce getirdikleri gibi götürmeliler onu.
Basketbol falafoş olacak yoksa...
Hatta oldu!
Ve...
Şu doping için bir iki cümle galiba farz oldu...
***
İki tarafı var olayın, FB ve Efes, yani Yıldırım ve Özilhan, bir de üçüncü tarafı var, ‘tarafsızı’, TBF, yani Demirel...
Demirel o dünlerde, taraflardan birinin elinde doğdu, o büyüttü, bugünlerde de diğerinin elinde yeniden doğdu, o büyütüyor.
Aziz Bey elini bıraktığı anda tozu kalmaz, yok olur, doping moping işlerinde tozzz olması, yok olması durum vaziyetosunun sebebi de bu.
Üstelik...
“Doping var mı-yok mu” diye karar verecek olan tarafsız Başkan, hayatının kırılma noktası olabilecek iki seçimde ‘doping’ kullandı ve doping konusunda karşı karşıya gelen iki tarafa da ‘borçlu’.

Hatırlayalım;
Demirel’in ilk seçilişi atamaydı, dandikti, üç aday vardı, Faruk Süren ve Erdoğan Barlı organize bir şekilde karalandı, spor bakanı mecburiyetten onu atadı.
İlk hakiki seçimde, karşısına sevilen, sayılan Necati Güler çıktı, kaybedecekti, Özilhan’a sığındı, ”Demirel’i destekliyoruz” gibilerinden bir açıklama istedi, aracılar Özilhan’a rica etti, ”siz bir şeyler yazın ben bakarım, gerekirse düzeltip yollarım, yayınlarsınız “dedi Efes’in patronu, bir metin hazırlandı, metni TBF’nin basın ilişkileri sorumlusu İbrahim Seten hazırladı, Tuncay Bey’den icazet böyle alındı.
Seçimi sadece ‘1’ oyla kazandı.
Dopingle doğdu.
Borçlu Özilhan’a!
***
2005 seçimleri öncesi bitmişti, karşısında güçlü Lutfi Arıboğan vardı, kadim dostu Uslu sayesinde, Aziz Bey ‘e yanaştı, ikisi, seçimin yapıldığı otelde, delegelerle birebir konuşup son sandıkta kazandırdılar ona.
Aziz Bey’in son saniye üçlüğüyle, sadece‘3’ oyla kazandı.
Yeniden doğuşu da dopingle...
Yıldırım’a da borçlu!
Anladikos!
***
Sadede gelelim...
FB ,“organize doping var” diyor ama ”Efes başkanı ve yöneticilerinin bu işlerle ilgisi yoktur, buna inanıyoruz” diye de ekliyor.
Efes, Avrupa basketbolunda en güvenilir Türk markası, organize doping işleri filan onları bozar, bizim basketbolu da bozar, FIBA’nın da işine gelmez bu, Demirel ilerde FİBA’ya sığınacak, o da bunu göze alamaz.
FB de habire bastırıyor, köşeye fena sıkıştı president bu defa.
Bir kurban lazım!
Efes Başkanı ve yöneticileri değilse kim organize eden?
Ergin Ataman.
Mı?
O kim?
Bu ülke sınırları içinde Demirel’in en nefret ettiği adam, o bugün ölse, zil takıp oynar Demirel, onu yiyecek gücü de yok, bir ara Demirel’e inat başkan olmak istemişti, yine isteyebilir, seçime girerse de kazanır, o onu yiyebilir yani.
Yani...
Ataman hemen imha edilmeli!
Ataman’ı dopingi organize etmekle ima eden kim?
FB!
***
Bunların hepsi belki ‘tesadüf ‘ belki de ‘ne tesadüf’...
?
***
Tuncay Bey’e organize suçlama yapılmaz, yapılamaz Demirel yapamaz, Uslu yapmaz, Tuncay Bey Ataman’ı kurban vermez, verirse şampiyonluğu da gider, prestiji de biter.
***
Ve TBF’nin bu kadar berbatos bir durumda olan köşeye sıkışmış başkanı, hâlâ güçlüye sığınarak kendine yontmaya çalışıyor.
Yuh!
Polonya'da Demirel ve koçu bittiler, ikisinin de 2010 da olmaması lazım, Demirel, koçunu FB Başkanı’ndan okeysiz görevden alamaz, arkasında duramaz, gücü yok, FB devreye giriyor yine.
Aziz bey, Ümit Avcı’ya “Tanjeviç’i eleştiren karşısında beni bulur, arkasında ben varım” demiş, FB, kendi koçu Tanjeviç’in arkasında durabilir, Milli koç Tanjeviç’in arkasında duramaz, koçun önünde de millet var, milletin takımının koçu o ve milletin takımı yerlerde ve millet de delirmiş halde.
***
Özaydınlı, olaylı beşinci maçtan sonra Demirel’e şöyle salladı;
“Federasyon seçimleri nasıl kazanıyorsa, bu olanları da görmeli, göremiyorsa biz de bazı şeyleri görmeye başlarız”.Açık açık şunu dedi;
“Seçimleri ona biz kazandırdık, bi dahaki seçimde ona gününü gösteririz!”
Ya yarın Tuncay Bey ‘de aynı şeyleri söylerse...
***
Allah düşmanımı Demirel’in düştüğü duruma düşürmesin.
Amin!

Bilgin Gökberk / Milliyet / 09.10.2009