
Maça aslında fena başlamamıştık. Aldığımız hücum ribauntlarından bulduğumuz ikinci şans sayıları da bu bölümde önde çıkmamızda etkendi. Fakat daha sonra hücumlardan boş dönmemiz ve Fransa'nın bizim yaptığımız top kayıplarından yararlanması sonucu oyun dengelendi. Bizim yaptığımız 16 top kaybından 16 sayı buldu Fransa. Bu da ikinci şans sayılarıyla ayakta kalan milliler için son derece olumsuz bir durum teşkil etti. Ömer Aşık'ın oyundan çıkmasıyla ve pota altı üstünlüğünü tamamen Fransızlara bırakmış olduk. Bir de Oğuz Savaş gibi ayakları yavaş ve hantal bir oyuncuya süre vermeye başlayınca yedek Fransız uzunları bile istedikleri gibi hareket ettiler boyalı alanda. İlk bölümde Ömer'e destek veren Ersan'ın da ribauntlara önemli katkı yaptığını belirtmeden geçmemek lazım. 3.çeyrek ise bana göre oyunun en kötü olduğumuz dakikalarını yaşadık. Gereksiz faullerle, faul hakkımızı doldurduğumuzdan dolayı Fransızlara çizgiye gelerek kolay sayı bulma şansı verdi. Bir de Fransız yıldız Tony Parker da maç boyu attığı 20 sayısının 10'unu bu çeyrekte bulması fazlasıyla sıkıntı yarattı. Periyodun son bölümlerine doğru kendimize gelip hücumda sayılar bulsak da son dakikayı yine felaket oynadık. Dipten yediğimiz 2 üçlükle Fransızlar son 10 dakikalık bölüme büyük bir avantajla girdi. Aslında o peş peşe yenen üçlükler de oyunun kaderini belirledi. Son periyotta şut konusunda sıkıntı yaşayan Fransa'ya karşı alan savunmasını yapmayı hatırlayıp, onları durdurmayı başarsak da çok geç kalmıştık. Savunmadaki son bir gayretle son saniyelere geride girdik, kısa bir süre kala da moladan dönüşte Kerem Tunçeri'ye dipte bomboş üçlük pozisyonu yaratsak da bunu değerlendiremedik. Aslında sadece bu şut değil, maç boyunca da çok müsait şutları sokamadığımız için ve alan savunmasını da çok geç hatırladığımız için bu maçı kaybettiğimizi düşünüyorum. Bu pozisyonda son derece müsait pozisyonda şutu sokamayan Kerem Tunçeri'ye yüklenmek doğru olmaz, şutlar girer de kaçar... O 3'lük girseydi şu an kendisine tüm yüklenenler onu kral da ilan edecekti fakat olmadı. Son topu çıkarırken Emir'in 5 saniye ihlali de yapması bu kadar hatalar yaptığımız, şutların girmediği bir günde işin tuzu biberi oldu. Olmadı, kazanamadık. Çünkü hala dengeli bir performans ortaya koymakta zorlanıyoruz. Derin iniş ve çıkışlarımız var maç içinde. Şutlarımız girmeyince morallerimiz fazlasıyla bozuluyor. Savunmamız bizim herşeyimiz diyoruz yanlızca maçlarda belli bölümlerde o öldürücü müdafayı yapabiliyoruz. Tüm bu olumsuzluklara rağmen yine iyi maçın içinde kalıp, geri dönüş yapabiliyoruz. Şimdi sıra Almanya maçında... Son 10 yıldır bileğini bükemediğimiz Nowitzki'li, Kaman'lı Almanları yenmek çok önemli...
TÜRKİYE (64): Emir Preldizc 11 (2 ribaund), Ömer Onan 8 (1 ribaund), Ersan İlyasova 10 (10 ribaund, 1 asist), Kerem Tunçeri (1 ribaund, 3 asist), Oğuz Savaş 6 (2 ribaund), Ömer Aşık 10 (11 ribaund), Ender Arslan 2 (1 asist), Enes Kanter 4 (2 ribaund), Hidayet Türkoğlu 13 (8 ribaund),
FRANSA (68): Joakim Noah 7 (4 ribaund), Nicolas Batum 13 (1 ribaund), Kevin Seraphin 2, Charles Kahudi 8 (5 ribaund, 1 asist), Tony Parker 20 (6 ribaund, 5 asist), Ali Traore 8 (2 ribaund), Florent Pietrus 4 (4 ribaund), Nando De Colo (3 ribaund, 2 asist), Boris Diaw 3 (5 ribaund,1 asist), Mickael Gelabale 3 (2 ribaund, 1 asist)