21 Eylül 2011

Rudy Fernandez Real Madrid'de


Lokavt süresince Avrupa'da oynayacak NBA oyuncuları arasına adını yazdıran bir diğer isim de Rudy Fernandez oldu. Her ne kadar benim beklentilerimin biraz altında bir Eurobasket2011 geçirmesine rağmen oldukça değerli ve önemli bir oyuncu. İspanya'da biraz daha geri planda kalmasının bir sebebi de takımın ana hücum parçalarını Gasol'ler ve Navarro oluşturmasıydı. Rudy'i, lock-out süresince Real Madrid formasıyla izleyeceğiz. Bu sezon başında Portland'dan Dallas'a takas olan Fernandez'in eğer bir gün tekrar Avrupa'da oynamayı düşünmesi halinde söz sahibi oyuncunun haklarını da alan Real Madrid'de olacak. Bu transferle birlikte Efes Pilsen'in de bulunduğu C Grubu saçma sapan bir hal aldı.

19 Eylül 2011

Two Nations Cup Basına Tanıtıldı


1-2 Ekim tarihlerinde Efes Pilsen, Fenerbahçe Ülker, Panathinaikos ve Olympiakos’un katılımı ile birlikte düzenlenecek olan “Two Natios Cup”ın basın toplantısı bugün Ataköy Olimpiyatevi’nde gerçekleştirildi.

Basın toplantısına Efes Pilsen Spor Kulübü’nden Genel Menajer Engin Özerhun katıldı.

Türkiye'nin ve komşu ülkenin en iyi iki takımlarının karşılaşacağı turnuvada basketbolun üst düzeyde olacağını belirten Engin Özerhun şöyle konuştu: “Önümüzdeki yıl İstanbul'da yapılacak THY Avrupa Ligi Dörtlü Finali için iddialı dört takımın katılacağı turnuvada maçlar son derece kaliteli ve çekişmeli geçecektir. Biz bu sene adımızı Anadolu Efes olarak değiştirdik. Katılacağımız ilk resmi turnuva bu turnuva olacak...”

Organizasyonda yer alan kulüplerin genç takımları da İstanbul'da "Two Nations Cup" Genç Takımlar Turnuvası'nda karşılaşacak.

Genç takım maçları 30 Eylül ve 1 Ekim tarihlerinde Haldun Alagaş Spor Salonu'nda yapılacak. Abdi İpekçi Spor Salonu'nda 2 Ekim Pazar günü oynanacak "Two Nations Cup Gençler All Star" maçında ise ilk kez Türk ve Yunan sporcuların takımlarda karışık olarak yer alacak.

Two Nations Cup programı ise şu şekilde:

1 Ekim Cumartesi:
18.30 Efes Pilsen - Panathinaikos
21.00 Fenerbahçe - Olympiakos

2 Ekim Pazar:
13.30 Genç takımlar All Star maçı
16.30 Efes Pilsen - Olympiakos
19.00 Fenerbahçe - Panathinaikos

Sayı Kralı: Tony Parker


Şampiyonanın sayı kralı ise 22.1 ortalama ile Tony Parker olurken, Alman oyuncu Chris Kaman ise 10.0 ribaund ortalaması ile bu kategoride liderliği elde etti. Sırbistan’dan Milos Teodosic 5.7 ortalama ile asist lideri olurken, Sloven oyuncu Mirza Begic 1.9 blok ortalaması ve Andrei Kirilenko da 2.6 top çalma ortalaması ile turnuvanın bu alandaki liderleri oldular.

Eurobasket 2011’i şampiyon olarak tamamlayan İspanya’nın yanı sıra final maçı oynayan Fransa, 2012 Londra Olimpiyat Oyunları biletini cebine koyarken, üçüncü olan Rusya, dördüncü Makedonya, turnuvanın beşincisi Litvanya ve altıncısı Yunanistan da Olimpiyat Elemeleri’ne gitmeye hak kazandı.

MVP: Juan Carlos Navarro


2011 Avrupa Basketbol Şampiyonası’nın istatistik liderleri belli olurken, turnuvanın En Değerli Oyuncusu Ödülü’nü İspanyol oyuncu, Juan Carlos Navarro aldı.

Eurobasket 2011’de final maçında Fransa’yı 98-85 mağlup eden İspanya Milli Takımı, şampiyonluğa ulaşırken, turnuvayı 18.7 sayı, 1.5 ribaund ve 3.0 asist ortalamaları ile tamamlayan Juan Carlos Navarro, 2011 Avrupa Basketbol Şampiyonası’nın en değerli oyuncusu (MVP) seçildi.

Çeyrek final maçında Slovenya’ya 26 sayı ile oynayan Navarro, yarı final maçında Makedonya’ya karşı 35 sayı ve final maçında da 27 sayı ile yıldızlaştı. İspanyol oyucu ile birlikte takım arkadaşı Pau Gasol, Fransız oyuncu Tony Parker, Makedonya’dan Bo McCalebb ve Rusya’dan Andrei Kirilenko şampiyonanın en iyi beşine seçildi.

İspanya 98-85 Fransa (İspanyollar Çok Konsantre)


2011 FIBA Avrupa Şampiyonası’nda mutlu sona İspanya Milli Takımı ulaştı. Litvanya’nın ev sahipliğinde düzenlenen şampiyonanın finalinde Fransa ile mücadele eden İspanya, güçlü rakibini 98-85 yenerek üst üste ve toplamda ikinci kez altın madalyanın sahibi oldu. 62 yıl sonra final heyecanı yaşayan Fransa Milli Takımı ise gümüş madalya kazandı.

Karşılaşmayı 27 sayı- 5 asistle tamamlayarak İspanyolların ve finalin en skorer ismi olan Juan Carlos Navaro şampiyonanın da en değerli oyuncusu (MVP) seçilirken, Pau Gasol 17 sayı- 10 ribaund- 4 asist- 3 blokla double double yaptı. Fransız yıldız Tony Parker’ın 26 sayı- 5 ribaund- 5 asistlik çabası ise mağlubiyeti önlemeye yetmedi.

Kaunas’taki Zalgiris Arena’nda yapılan final maçına hızlı başlayan taraf Fransa’ydı. Joakim Noah ve Boris Diaw’ın basketleriyle öne geçen Fransızlar, Pau-Marc Gasol kardeşlerin devreye girmesiyle üstünlüğü İspanya’ya kaptırdı. Boğalar; Jose Calderon, Juan Carlos Navarro ve Rudy Fernandez ile sayı üretmeye devam ederek farkı 5’e çıkardı. Karşılıklı üçlüklerle noktalanan ilk periyodu İspanyollar 25-20 önde tamamladı. İspanya, ikinci çeyrekte Serge Ibaka’nın müthiş pota altı savunmasıyla ivme yakalayarak farkı çift hanelere yükseltti. Fransa rakibine Tony Parker - Nicolas Batum ikilisiyle yanıt verse de ilk yarıyı 50-41 geride kapattı.

Üçüncü periyotta da hız kesmeyen İspanya, Rudy Fernandez’in turnikesiyle farkı 13’e çıkardı. Fransa 6-0’lık seriyle toparlandıktan sonra Pau Gasol skoru 60-49’a getirdi. Navarro’nun skorer oyunuyla üstünlüğünü koruyan İspanyollar, Victor Sada’nın basketiyle final çeyreğine 75-62 avantajlı girdi. Karşılıklı basketlerle başlayan son çeyreğin ilk 3 dakikası geride kalırken Pau Gasol’un üçlüğü durumu 84-68 yaptı. Navarro’nun elinden sayılar bulmayı sürdüren Boğalar; Parker ve Diaw’ın gayretini sonuçsuz bıraktı. İspanya son dakikada 4 sayı daha kaydederek finali 98-85 kazandı ve 2009’un ardından 2011’de de Avrupa Şampiyonu olmayı başardı.

İSPANYA (98): Pau Gasol 17 (10 ribaund- 4 asist- 3 blok), Rudy Fernandez 14 (4 ribaund- 1 asist), Ricky Rubio (2 ribaund- 1 asist), Juan Carlos Navarro 27 (1 ribaund- 5 asist), Jose Calderon 17 (4 ribaund- 2 asist), Felipe Reyes 2 (1 asist), Victor Claver, Fernando San Emeterio, Sergio Llull 4 (2 asist- 3 top çalma), Marc Gasol 11 (6 ribaund- 2 asist), Serge Ibaka 4 (1 ribaund- 5 blok), Victor Sada 2 (1 ribaund- 1 asist)

FRANSA (85): Joakim Noah 11 (8 ribaund- 2 asist), Nicolas Batum 10 (4 ribaund- 1 asist), Kevin Seraphin 4 (1 ribaund), Andrew Albicy 1 (1 asist), Charles Kahudi 3, Tony Parker 26 (5 ribaund- 5 asist), Ali Traore 4 (4 ribaund), Florent Pietrus 4 (2 ribaund), Nando De Colo 2 (1 asist), Boris Diaw 12 (4 ribaund- 7 asist), Steed Tchicamboud, Mickael Gelabale 8.

Efes Pilsen 68-76 Cibona Zagreb


Mücadelenin ilk yarısını da 35-33 geride kapayan Lacivert-Beyazlılarda hafif sakatlıkları bulunan Kerem Tunçeri ve Tarence Kinsey, Cibona Zagreb karşısında forma giyemezken, 18 sayı kaydeden Cenk Akyol takımının en skorer ismi oldu. Hırvatistan’daki hazırlık çalışmalarını tamamlayan Anadolu Efes, yarın İstanbul'a dönecek.

Efes Pilsen 83-64 Cedevita Zagreb


Yeni sezon hazırlıkları kapsamında iki hazırlık maçı yapmak üzere Hırvatistan’a giden Anadolu Efes burada oynadığı ilk hazırlık maçında Hırvatistan birinci lig takımlarından Cedevita Zagreb’i 83-64 mağlup etti. Lacivert beyazlılar karşılaşmanın ilk yarısını da 42-30 önde tamamladı.

Anadolu Efes’te hafif sakatlığı bulunan Tarence Kinsey karşılaşmada forma giymedi.

Anadolu Efes’te Sasha Vujacic 18 sayı ile en skorer oyuncu olurken; Ersan İlyasova 15, Sinan Güler 8, Kerem Tunçeri 7, Esteban Batista, Ermal Kurtoğlu ve Stanko Barac 6’şar, Cenk Akyol ve Doğuş Balbay ise 4’er sayı kaydetti.

Periyotlar: 24-15 / 42-30 / 63-47 / 83-64

Anadolu Efes Hırvatistan’daki ikinci hazırlık maçında 18 Eylül Pazar günü TSİ 19.00’da Cibona Zagreb ile mücadele edecek. Lacivert beyazlılar 19 Eylül Pazartesi günü yurda dönecek.

Efes Pilsen Hırvatistan'a Gidiyor


Yeni sezon hazırlıklarını sürdüren Beko Basketbol Ligi ekiplerinden Anadolu Efes, iki özel karşılaşma yapmak üzere yarın Hırvatistan'a gidecek.

Anadolu Efes, Hırvatistan'ın başkenti Zagreb'deki ilk hazırlık maçını 17 Eylül Cumartesi günü Cedevita Zagreb ile yapacak. İkinci hazırlık maçında ise 18 Eylül Pazar günü Cibona Zagreb ile karşılaşacak olan lacivert-beyazlı takım, 19 Eylül Pazartesi günü İstanbul'a dönecek.

A Milli Takım forması altında Avrupa Şampiyonası'nda mücadele eden Kerem Tunçeri, Cenk Akyol, Sinan Güler ve Ersan İlyasova ile Amerika Şampiyonası'nda Uruguay forması giyen Esteban Batista da Anadolu Efes'in Zagreb kadrosunda yer alacak. Sakatlığı süren Kerem Gönlüm ile halen Avrupa Şampiyonası'nda mücadele eden Dusko Savanovic ile Vlado Ilievski ise Hırvatistan kafilesinde bulunmayacak.

Efes Pilsen 85-80 Mersin Büyükşehir Bld.


Beko Basketbol Ligi'nde yeni sezon öncesi hazırlıklarını sürdüren Anadolu Efes, Mersin Büyükşehir Belediyesi'ni 85-80 yendi.

Anadolu Efes'in Merter'de bulunan tesislerinde yapılan maçın ilk yarısını konuk ekip 39-37 önde tamamlarken, lacivert-beyazlılar mücadeleden 85-80 galip ayrılmasını bildi.

Yeni transferlerden Hırvat oyuncu Stanko Barac da bu hazırlık maçında ilk kez Anadolu Efes forması giyerken, Sasha Vujacic ve Stanko Barac 17'şer sayıyla en skorer isimler oldular.

Bogdan Tanjevic: “Beş Maçı Bir Topla Kaybettik”


Erkek Milli Takımlar Teknik Koordinatörü Bogdan Tanjevic, Orhun Ene ile iyi bir işbirliğinin yanı sıra dostluk ve arkadaşlık oluşturduklarını ifade etti.

Ene'ye sadece danışmanlık yaptığını, kendisine danıştığı zaman tavsiyelerde bulunduğunu kaydeden Tanjevic, “6 yıldır beraber çalışıyoruz. Aramızda iyi bir işbirliği var. Bu işbirliğinin yanı sıra dostluk ve arkadaşlık da oluşturduk. Fakat bu yıl kötü bir kurayla başladık. Çapraz gruplar beraber şampiyondaki en güçlü rakiplerle mücadele etmek zorunda kaldık. Sakatlıklar oldu. Kerem Gönlüm'ü direk kaybettik. Kerem Gönlüm iyi bir takım oyuncusu. Bütün takıma pozitif enerji veren, her zaman gülen bir oyuncu. Defanstaki bütün boşlukları kapatabilen bir oyuncu. Antrenmanlarda her zaman takıma destek olabilen bir oyuncu” dedi.

Eksik oyuncularının sadece Kerem Gönlüm’den ibaret olmadığını dile getiren Tanjevic, “Çok önemli olabilecek bir turnuvada Sinan Güler yoktu. Ömer ve Semih de operasyonlardan dolayı iyi durumda gelmediler. Ersan'ın da ufak tefek problemleri vardı. Çok antrenman kaçırdı. Biz şampiyona boyunca bu oyuncuları normal kondisyonlarına, form durumlarına çıkartmaya çalıştık. Yavaş yavaş bu oyuncular yükseliyorlardı. Basketbol hayatımda 5 maçın bir topla kaybedildiği başka bir turnuva hatırlamıyorum” diye konuştu.

Hidayet Türkoğlu: “Milli Formayı Şerefle Giymeye Devam Edeceğim”


Abdi İpekçi Spor Salonu’nda düzenlenen basın toplantısında kendisine yöneltilen sorulara cevap veren A Milli Takım Kaptanı Türkoğlu, kendi seyircilerinin önünde farklı oynadıklarını ifade etti. Türkoğlu, “Dünyanın her yerinde her takım kendi evinde farklı oynar. Bizde Milli Takım olarak ülkemizde, kendi insanımızın önünde farklı oynamışızdır. Her zaman inanılmaz bir seyirci desteği görmüşüzdür. Böyle olunca daha iyi basketbol sergilemişizdir” dedi.

Tecrübeli oyuncu iyi bir takım olduklarının altını çizerken kendilerine her zaman güvendiklerini söyledi. Türkoğlu, Litvanya’daki şampiyonada yeni bir başarı elde etmek istediklerini ancak başaramadıklarını dile getirirken, “ Doğal olarak geçen sene elde ettiğimiz başarının üzerine yeni bir başarı katmak istiyorduk. Milli takım oyuncuları olarak kendimize hedefler belirledik. Bunun neticesinde de her maça kazanmak için sahaya çıktık. Bence bunu performansımızla da herkese gösterdik. Ama bazı nedenlerden dolayı 3 önemli takıma karşı son saniyelerde maç kaybettik. Biz hazırlık maçlarında bile sahaya kazanmak için çıkıyoruz. Orada 2010 Dünya Şampiyonası’nda aldığımız itici destek olan seyircinizi hissedemiyorsunuz. Ona rağmen konsantre bozukluğu olmadan en iyi pozisyonları yaratmaya çalışan bir ekibiz. Son maçta kötü yüzde ile oynasak bile son saniyede top bizim elimizdeydi. Kazanabilirdik. Olmadı. Bütün arkadaşlarımla gurur duyuyorum. Hiçbir maçta ezilmedik. Bütün maçlarımızda rakiplerimize karşı kafa kafaya oynadık. Bir başarı yok ama bu bir ışıktır. Bu Türk sporunun ne kadar geliştiğinin göstergesidir. Bunu daha önce ben yaşamışımdır. Geçmişte farklı kaybettiğimiz maçlar oldu. Bu turnuvadaki basketbolumuzla ileriye doğru daha iyi işler yapacağımızın göstergesidir. diye konuştu.

A Milli Takım Kaptanı Hidayet Türkoğlu, milli takımı bırakacağı konusunda çıkan söylentilerle ilgili olarak ise şu cevabı verdi; “1998 yılından Milli takıma davet edilip bu formayı hak eden bir insan olarak 300’e yakın kez bu formayı giyiyorum. Son 3 yıldır da takım kaptanlığı yapıyorum. Burası gibi keyif aldığım hiçbir yer hatırlamıyorum. 32 yaşımdayım ve önümüzde başka şampiyonalar olacak. Benim hedefim geçen seneki başarının üstüne daha da koyup misyonumu tamamlayacağım üzerineydi. Hepimizin gördüğü gibi istediğimizi elde edemedik. Buraya tekrar davet edildiğim sürece bu formayı şerefle giymeye, kaptanlığı yapmaya devam edeceğim. 13 senedir yaptığım gibi bundan sonra böyle devam edecektir”

Türkoğlu, şampiyona süresince tüm arkadaşlarının gayet istekli ve arzulu olduğunu ifade etti. Şampiyonada farklı ve zorlu takımlara karşı oynadıklarını hatırlatan Türkoğlu, “Oyuncu psikolojisi her zaman farklı olmuştur. İyi savunma yapan, hücum yapan takımlara karşı oynuyoruz. Ama biz oyuncular olarak ben ve arkadaşlarım her maça kendimize güvenerek çıkmışızdır. Doğal olarak zaman zaman kaçırdığımız pozisyonlar olmuştur. Bizler oyuncu olarak bunlara pek fazla vakit harcayamayız. Tekrar böyle bir pozisyon geldiğinde nasıl kullanacağımızın bilincindeyiz. Ama tecrübeli oyuncular olarak bizler periyot periyot neyi ne zaman nerede kullanacağımızı bildiğimiz için o an o şutların atılması gerekiyordu. Maçın içerisinde de bunları yaptık. Bazen sokamadığımız anlar oluyordu. Oyuncu psikolojisinde bu vardır. Herkes gayet istekli ve arzuluydu. Bu takımın başarısı için elinden gelen her şeyi yaptı. Sırbistan gibi bir ekibe 29 tane faul attık. Bence tarihte yoktur. Bu bizim iyi bir takım olduğumuzu gösteriyor. Ne yazı ki kötü yüzde ile attık. Orhun ağabeyin güzel bir oyundan çıkarma seti ile tekrar top bizdeydi. İyi de şut attı Ersan son pozisyonda girseydi şuanda farklı şeyler konuşuyor olurduk” diye konuştu.

A Milli Takım kaptanı Hidayet Türkoğlu, Semih Erden ile aralarında problem olduğu konusunda yazılanların kendisini üzdüğünü belirterek, “Semih ile ilgili yazılan ve konuşulan şeyler bizleri üzüyor. Ben şuna kadar hiçbir arkadaşımı ayırmadım. Sevdim ve sahip çıktım. Bu tip konularda benim yorum yapmam yanlış olur. Bunu bütün genç arkadaşlarımıza sormalısınız. Onlar benim kendilerine nasıl bir ağabey olarak yaklaştığımı biliyorlar. Kaptan olarak bu tür haberlerin çıkmasına üzülüyorum. Hepsine değer veriyor ve seviyorum. Normal ama başarısızlıkta bunların hepsi ön plana çıkıyor. İster istemez bazı noktalardan payımı alıyorum. Her zaman bu konularda kendime güvendiğim için dik duracağım ve bu tip konuşmaları genç arkadaşlarıma sordukları zaman gereken cevabı onlardan alacaklardır” dedi.

Türkoğlu, son olarak ise tüm takım arkadaşları adına konuştuğunu hatırlatarak şunları kaydetti; “2009 yılında Polonya’da düzenlenen Avrupa Şampiyonası’nda çeyrek final maçını kaybettikten sonraki birçok maçı moral bozukluğu ile kaybetmiştik. Ancak bizim her geçen sene olgunlaştığımızı, tecrübe kazandığımızı düşünüyorum. Bütün takım arkadaşlarım adına konuşuyorum. Yalnız bunu bu sene için kimse söyleyemez. Sonuna kadar mücadele ettik. Önümüzdeki şampiyonalarda bu hataları tekrar yapmayacağımız inancındayım.”

Harun Erdenay: “Oyuncular Üzerinde Baskı Vardı”


Kamuoyunda hala geçen seneki dünya ikinciliği sonrasında verilen ödülün konuşulduğu ve bunun da oyuncular üzerinde baskı yarattığını dile getiren Erdenay, “Faul atışları elinizde bir top çizgiye geçiyorsunuz en ufak bir tereddüt o faulü kaçırmanıza neden olabilir. Milli Takımda oyuncuların faul yüzdeleri düşüyor. Buna katılıyorum. 2010 Dünya Şampiyonası’nda takım sporunda bence çok büyük bir başarı elde ettik. Kendi evimizde 8’de 8 yaptık. Amerika’ya mağlup olarak ikinci olduk. Dünya ikincisi takımımız Sayın Başbakanımız tarafından ödüllendirildi. Fakat bu ödül hala konuşuluyor. Üzerinden bir yıl geçti. Bence bu konu oyuncular üzerinde baskı oluşturdu. Orada bitmesi gerekirken hala konuşuluyor. Hala gazetelerde o ödül dile getiriliyor. Türk spor tarihinde ilk kez alınan bir ödül değil bu. Daha önce milli futbol takımımız olsun diğer branşlarımız olsun herkes ödül alıyor. Bu kadar ödülü aldılar, olimpiyatlara gitsinler diye bir beklenti oluştu. Bunun sonucunda baktığınız zaman Sırbistan maçına kadar Ersan İlyasova sadece bir tane faul atışı kaçırmıştı. En iyi faul atan adamımız yarısın kaçırdı. Ersan kadar soğukkanlı bir oyuncu bile etkilenip faulleri kaçırabiliyor” diye konuştu.

Kerem Tunçeri: “Basit Hatalar Nedeniyle Turnuvadan Elendik”


Takım olarak büyük üzüntü yaşadıklarını kaydeden Kerem Tunçeri, “Yaşadığımız bu başarısızlık nedeniyle hepimiz üzgünüz. Ancak takım olarak iyi mücadele ettiğimizi düşünüyorum. Şayet bir ya da iki kişi formda olsaydı böyle olmazdı. Ancak takım olarak formsuz bir turnuva geçirdik. Çok serbest atış kaçırdık. Basit hatalar da böyle turnuvaları kaldırmıyor” dedi.

Portekiz ve Büyük Britanya karşılaşmaları dışında hücumda istedikleri performansı sergileyemediklerini de belirten Tunçeri, “Ancak canla-başla savunma yaptık. Rakiplerimizi 60’lı sayılarda tuttuk. Kaybettiğimiz maçlarda da son hücumlarda mağlup olduk. Türk halkından özür diliyoruz” diye konuştu.

Sırbistan mücadelesi sonrasında A Milli Takım forması giymeyeceği yönünde çıkan haberlerin gerçeği yansıtmadığını kaydeden Kerem Tunçeri, “Biri benim sahte twitter hesabımdan bu yönde bir açıklama yapmış. Bunun üzerine de yorumlar yapılmış. Sonuç olarak biz böyle bir açıklamada bulunmadık. 15-16 yıldır Milli Takım’a hizmet veriyoruz. Ne zaman görev verilirse de formamızı giyeceğiz. Böyle şeylere üzülüyoruz” ifadesini kullandı.

Hidayet Türkoğlu: “Türk Halkından Özür Diliyoruz”


Sporda kazanmak ve kaybetmenin olduğunu ancak A Milli Takımımızın daha iyi yerlere gelebilecek potansiyele sahip olduğunu belirten A Milli Takım Kaptanı Hidayet Türkoğlu, “Ancak bazı nedenler ve şansın da yanımızda olmaması nedeniyle turnuvayı tamamladık. Bize inanan ve dualarını eksik etmeyen Türk halkından özür diliyoruz. Onlar her zaman iyi ve kötü günde bize destek oldular. Halkımızı üzdüğümüz için kahrolduk. Bunun üzerine de bir şey konuşamıyoruz” dedi.

Turnuva boyunca şansızlıklar yaşadıklarını ancak buna karşın iyi mücadele ettiklerini de söyleyen Hidayet, “Maçları hiç bırakmadan istekli, arzulu ve birlik içerisinde bir oyun ortaya koyduk. Ancak hücumda bazı atışları değerlendiremediğimiz için buradayız” diye konuştu.

Sırpistan yenilgisinin ardından basında, Milli Takım’ı bıraktığı yönünde çıkan haberlere de değinen A Milli Takım Kaptanı Hidayet Türkoğlu, “Biz maçın şoku üzerimizdeyken ikinci bir şokla karşılaştık. Bu yalanı çıkartan ayıp etmiştir. Milli Takım formasını 1998 yılından bu yana 300’ün üzerinde kez giydim. Bu formanın ne kadar şerefli ve gururlu olduğunu da taşıyan bilir. Ben buraya çağrıldığım sürece, kaptanlığımı ve sporculuğumu en iyi şekilde yapmaya çalışacağım. Ne yazık ki bazı şeylerin önüne geçemiyorsunuz. Biz de bu açıklamayla karşılaştık. Benim azımdan böyle bir kelime çıkmamıştır. Bu formayı 1998 yılından bu yana giyiyorum ve giymeye de devam ederim” açıklamasında bulundu.

Sinan Güler: “Geçtiğimiz Yılki Başarımızı Sürdüremedik”


Litvanya’da alınan sonuçlardan dolayı üzgün olduklarını kaydeden Sinan Güler, “Bireysel olarak da şansız bir turnuva geçirdim. Takıma vermem gereken katkıyı veremedim. Takım olarak oynadığımız maçlarda elimizden gelen mücadeleyi ortaya koyduk. Ancak son dakikalarda mağlup duruma düştük. Keşke durum buraya kadar gelmesiydi. Artık haftasonundan itibaren kulüp antrenmanlarına başlayacağız” dedi.

Kerem Tunçeri: “Hepimiz Üzgünüz”


Kerem Tunçeri, çok iyi savunma yaptıkları bir turnuvada hücum olarak çok sıkıntı çektikleri için maçları kaybettiklerini vurgulayarak, ''Eskiden bu kadar kötü yüzdeyle hücum ettiğimiz zamanlarda hepsini 20-30 sayıyla kaybederdik. Ancak burada bütün maçları son 1 dakikada kaybettik. Hepimizin üzüntüsü de bu'' diye konuştu.

Takımın kötü zamanda da birlik ve beraberlik içinde olduğunu anlatan Kerem, şunları söyledi: ''Takımda birlik, beraberlik hiçbir zaman bozulmadı. Kim ne atmış, kim ne tutmuş, kim hata yapmış hiçbir zaman onlar sorun olmadı. Herkes birbirine destek olmaya çalıştı. Geçen sene kazanırken herkes birbirine iyiydi. Her zaman iyi günde insan beraber, iyi oluyor. Ama iyi olan şey de şu anda kötü olan zamanda da beraberiz. Suçlu hepimiziz. Özellikle bizim gibi tecrübeli oyunculardan beklentiler çok büyüktü, biz de bunun farklındayız. Hepimiz üzgünüz.''

Kerem Tunçeri, turnuva devam ederken kendisiyle ilgili yapılan eleştirilerden etkilenmediğini dile getirerek, ''Artık 32 yaşındayım. Eleştirilerden etkilenmiş genç arkadaşlarımız olabilir. Ben kendi oyunumu oynamaya çalıştım'' dedi.

Geçen sene dünya ikincisi olan milli takımdan beklentilerin fazla olmasının normal olduğunu kaydeden Kerem, şöyle devam etti: ''Beklentiler fazlaydı ama iyi niyetli olmayan insanlar olabilir. O yüzden bir şey diyemiyorum. Yoksa eleştiriler olacak. Sonuçta Türk milli takımında oynuyorsun ve geçen sene dünya ikincisi olmuş bir takım. Fakat geçmişte yaşayamayız. Ben artık 32 yaşına geldim. Bu tecrübede oyuncunun bu eleştirilerden etkilenmesi söz konusu olmaz. Ama ben de kendimi masaya yatırdığım zaman hiç hoşuma gitmeyen hatalar yaptım. Boş atışları, kaçırmayacağım atışları kaçırdım. Tabii ki bu oyuncuyu psikolojik olarak diğer maçlarda etkiliyor, ama ben takım için hücum yapmasam da savunma için elimden geleni yaptım.''

Teknik ekiple ilgili eleştirilere katılmadığını belirten Kerem Tunçeri, ''Üzüldüğüm şey hücum edemediğimiz için kaybettik. Taktik olarak, teknik ekibin eksikliği olarak...Bunların hiçbirine katılmıyorum. Her şey çalışıldı, her şey düzgün yapıldı. Tek sorunumuz hepimizin formsuz olmasıydı'' ifadelerini kullandı.

A Milli Takım Başantrenörü Orhun Ene'nin kendisinin kaptanlığını yaptığını hatırlatan Kerem, ''Orhun ağabey ile ilgili yapılan eleştirilere katılmıyorum. Ona hepimizin saygısı sevgisi çok fazla. Basketbol bilgisi de Türkiye'deki çoğu antrenörden daha fazla bana göre. Taktik olarak teknik olarak hiçbir sıkıntı yaşamadık. Tek sorunumuz hücumdaki düşük yüzdemiz'' diyerek sözlerini tamamladı.

Erdenay: “Hidayet ve Kerem Kadromuzun Kaptanlarıdır”


A Milli Takım Menajeri Harun Erdenay, Hidayet Türkoğlu ile Kerem Tunçeri’nin Milli Takım kariyerlerine veda ettikleri haberleri üzerine açıklamalarda bulundu.

Hidayet ve Kerem’in Milli Takım’ın önemli oyuncuları olduğunu dile getiren Erdenay, her iki oyuncu hakkında çıkan haberlerin gerçeği yansıtmadığını ifade ederek, “Hidayet Türkoğlu ve Kerem Tunçeri A Milli Takımımızın iki kaptanıdır. Bugün Sırbistan maçı sonrasında her iki oyuncunun da Milli Takım kariyerini noktaladığı şeklinde haberler çıkmıştır. Söz konusu haberler kesinlikle gerçeği yansıtmamakla birlikte, her iki oyuncumuzun da bu yönde bir açıklaması ya da beyanatı olmamıştır. Hidayet ve Kerem yıllardır Milli Takım'a en iyi şekilde hizmet vermiş, takımımızın önemli bir parçası olmuş değerli oyunculardır. Bundan sonraki yıllarda da ihtiyaç olduğu an görevde ve Milli Takım'ın içinde olacaklarından kimsenin kuşkusu olmasın. Her iki oyuncumuz da halen A Milli Takım’ın önemli oyuncularıdır” açıklamasında bulundu.

Orhun Ene: “Daha İyi Bir Tablo Ortaya Koymalıydık”


Her şeyden önce üzgün olduklarını ifade eden A Milli Takım Başantrenörü Orhun Ene, “Buraya geçtiğimiz sene Dünya Şampiyonası’nda ikinci olmuş bir takım olarak geldik. Eurobasket 2011’de başarılı olmak için mücadele ettik fakat istediğimizi elde edemedik. Teknik anlamda konuşacak çok fazla bir şey yok. Bizden bekleneni gerçekleştiremedik. Geçen seneden sonra bizi destekleyen ve bizden başarı bekleyen tüm basketbolseverlerden özür diliyoruz. Daha iyi bir tablo ortaya koymalıydık. Hem ben hem de takımım gerçekten çok üzgünüz. Bu turnuvanın detaylarını daha sonra konuşup tartışacağız. Böyle bir durumda söylenecek daha fazla bir şey yok” şeklinde konuştu.

Oğuz Savaş: “Maçı Son Topta Kaybettik”


Savaş, maç sonrasında yaptığı açıklamada söylenecek bir şey olmadığını belirtirken, “Bugün iyi mücadele ettik ama son topta kaybettik. Birçok faul atışıl ve şut kaçırdık. Son top girse belki şuanda farklı şeyler konuşuyor olacaktık. Ben hem takım arkadaşlarıma hem de bizi destekleyen herkese teşekkür ediyorum. Tüm arkadaşlarım iyi mücadele ettiler. Geçtiğimiz yıl Dünya Şampiyonası’nda son topu sokmuş ve dünya ikincisi olmuştuk. Belki bugün soksak başka bir derece elde edecektik. Herkese teşekkür ediyorum” dedi.

Harun Erdenay: “İyi Mücadele Ettik Ancak Kazanamadık”


Mücadeleyi 68-67’lik skorla kaybeden ve Avrupa Şampiyonası’na veda eden A Milli Takımımızda, A Milli Takım Menajeri Harun Erdenay, “Turnuvada bazı şeyleri son güne bırakınca bazen şans da yardımcı olmuyor. Bugün iyi oynadık ve istekliydik. Ancak son hücumu değerlendiremeyince çeyrek final şansımızı kaybettik” dedi.

Turnuvaya çeyrek finale kalamayarak tamamladıklarını kaydeden Erdenay ayrıca, “Almanya ve Fransa karşılaşmalarında bu tempoda oynayamadık. Oyuncularımız, bu mücadelede çok istekli oynadılar. Serbest atış çizgisinden 13 atış kaçırdık. Bu gerçekten de çok fazla bir rakam. Bütün kaybettiğimiz maçlarda da serbest atış rakamımız 10’un üzerinde. Bu kadar çok serbest atış kaçırınca da oyun içerisinde kalmak zor oluyor” diye konuştu.

Sırbistan 68-67 Türkiye (Bu Sefer Olmadı)


Geçen yıl aynı tarihte Sırbistan'ı Kerem Tunçeri'nin turnikesiyle yıkmıştık fakat bu sefer olmadı... Yine son topa kaldık yine 2 sayı gerideydik son topta Ersan şutu kaçırınca çeyrek finale çıkma şansını da kaybettik. Maçın başından itibaren Sırbistan bu maça fazlasıyla konsantre olduğunu net bir şekilde ortaya koydu. Özellikle Teodosic, maçı ne kadar istediğini gözler önüne serdi. Oldukça etkili olan ve takımını adeta tek başına sırtlayan Sırp guarda, Tepic de oldukça kritik anlardaki kaydettiği basketlerle eşlik edince Sırbistan oyunun ilk bölümünde üstün bir oyun ortaya koydu. İlk yarı boyunca ise bizde değişen birşey yoktu. Almanya maçındaki gibi faul atışları kaçıyordu, hücumda ritimsiz oyun devam ediyordu... Fakat 2.yarıda daha inanmış bir milli takım izledik. Fakat bu da yeterli olmadı... Yine Alman maçında olduğu gibi düşük faul atış yüzdesi bu tip şampiyona maçlarında ki özellikle güçlü takımlara karşı ne kadar önemli olduğunu bir kez daha göstermiş oldu. Serbest atış yüzdemiz 16/29, %55.2 !!! Buna rağmen son topa kadar maçı getirmeyi başardık fakat bu sefer dediğim gibi Ersan şutu sokamayınca ve son 4 saniyede çok kötü bir seçim kullanmayı başararak maçı kaybettik....

Eleştirecek, değerlendirecek çok şey var tabii ki... Özellikle bizim NBA yıldızlarımız ne zaman bu takıma el freni olmayı bırakıp İspanya'daki gibi, Fransa'daki gibi takıma liderlik yapacaklar belli değil. Aslında yanıtı da çok basit. "Hiçbir zaman !" Üzerinde büyük baskı olan ve özellikle de benim görüşüme göre Fenerbahçe Ülker konusunda fazlasıyla haksız yere eleştirilen, 2 yıldır tek bir resmi maça bile çıkmayan Enes Kanter, bu turnuva boyunca ortaya koymuş olduğu yürekle karakterini ispatlamış oldu. Bu takım artık gerçekten bir beyine, bir yıldıza, bir kaptan ihtiyacı var. Bu kaptan da maddi manevi değil, ortaya koyduğu yürekle, yetenekle ve çok daha önemlisi zor anlarda sorumluluk alacak şekilde biri olmalı !

Sırbistan (68): Milos 20 (8 ribaund, 5 asist), Milenko 12 (8 ribaund, 1 asist), Nemanja Bjelica 3 (2 ribaund), Stefan Markovic 3, Dusko Savanovic 14 (3 ribaund), Marko Keselj (3 ribaund), Nenand Krstic 8 (3 ribaund), Kosta Perovic 8 (6 ribaund), Milan Macvan (1 ribaund, 2 asist)

Türkiye (67): Emir Preldzic 8 (3 ribaund, 1 asist), Ömer Onan 11, Ersan İlyasova 10 (7 ribaund), Kerem Tunçeri 8 (1 ribaund), Ömer Aşık 5 (10 ribaund), Ender Arslan 6 (2 ribaund, 2 asist), Enes Kanter 11 (5 ribaund), Hidayet Türkoğlu 8 (1 ribaund, 2 asist)

Emir Preldzic: “Hala Çeyrek Final Şansımız Var”


Bugün Almanya’ya karşı çok kötü bir şut yüzdesi ile oynadıklarını belirten Preldzic, “Hücumda gerçekten kötü bir performans sergiledik. Ömer Aşık’ın dışında skor üretmekte zorluk çektik. Ayrıca serbest atış çizgisinden 22’de 10 isabet bulmamız da alınan mağlubiyette rol oynadı” dedi.

Basında çıkan haberleri maçtan önce kafasından atmaya çalıştığını söyleyen Milli oyuncumuz, “Ben bu takım için elimden geleni yaptım ve yapmaya da devam edeceğim. Takım olarak hala çeyrek final şansımız sürüyor. Biz Pazar günü sahaya Sırbistan’ı yenmek için çıkacağız. Ardından da Litvanya’nın Almanya’yı yenmesini bekleyeceğiz” şeklinde konuştu.

Dirk Nowitzki: “Türkiye Sert ve İyi Oynadı”


Nowitzki, karşılaşma sonrası yaptığı açıklamada her iki takımında üzerinde baskı olduğunu belirtirken, “Güzel bir maç olduğunu söyleyemem. Çok şut kaçırdık. Baktığınız zaman ilk çeyrekte sadece 6 sayı bulabildik. Sonrasında ise şutlarımız girmeye başlayınca işler yoluna girdi. Seri yakaladık ve öne geçmeyi başardık. Üzerimizde baskı vardı. Türkiye’de sert ve iyi oynadı. Kolay olmadı ama kazandığımız için mutluyum” dedi.

Philipp Schwethelm'in de iyi oynadığını söyleyen yıldız oyuncu, “Aynı zamanda kenardan gelen oyuncuların kendilerini güvende tutması önemliydi. Kenardan gelen arkadaşlarımızla maçı kazandık. Bize katkı sağladılar. Şimdi önümüzde Litvanya maçı var. Ev sahibi ekibi yenmek zor olacaktır ama sahaya kazanmak için çıkacağız” diye konuştu.

Ene: “Hücumda İstediğimiz Performansı Gösteremedik”


Ene, “Almanya karşısında maça iyi çok iyi bir başlangıç yaptık. Savunmada son derece başarılı ve istekliydik. Hücumda ise aynı performansı gösteremedik ve yeterince üretken olamadık. Dolayısıyla iyi oyunumuzun hakkı olan skor avantajını ilk yarı sonunda yakalayamadık. İkinci yarıda kötü bir oyun oynadık. Aslında her iki takım da beklenenin altında bir performans sergiledi. Biz, hücumda istediklerimizi sahaya yansıtamayınca maçı kaybeden taraf olduk” şeklinde konuştu.

Ene, iki gün sonra Sırbistan ile çok önemli bir maça çıkacaklarını da kaydederek, “Bu akşam ilk yarıdaki ikinci yarıya yansıtabilsek ve yeterli skor avantajını elde edebilseydik maçı kazanan taraf olacaktık. İki gün sonra oynayacağımız çok önemli bir Sırbistan maçı var. Bu maçı kazanarak yolumuza devam etmek istiyoruz” diyerek sözlerini tamamladı.

Basın toplantısında konuşan Ender Arslan ise ilk yarı sonunda yeterli farka ulaşamadıklarını söylerken, "Maça iyi başladık. Fakat ilk yarı sonunda iyi oyunumuzun karşılığı olan farkı yakalayamadık. Soyunda odasına daha farklı skorla gitmemiz gerekirdi. İkinci yarıda ise çok da iyi bir oyun sergileyemedik. Rakibimiz bize üstünlük sağladı. Çeyrek finale çıkmak için hala bir şansımız var. Kendimizi Sırbistan maçına en iyi şekilde hazırlayacağız” değerlendirmesinde bulundu.

Oğuz Savaş: “Son Maça Final Havasında Çıkacağız”


Önceki maçlarda olduğu gibi hücumda sıkıntılar yaşadıklarını dile getiren Oğuz Savaş, “İlk yarıda iyi bir oyun sergiledik ve farkı çift hanelere çıkardık fakat bunu koruyamadık. Hücumda kolay sayılar bulmamız gerekiyor ama bunu yapamıyoruz. Bugün savunmada yine kötü değildik ama hücumda ritim bulamamamız işleri zorlaştırıyor. O tempoyu yakalayamayınca şutlarımız da serbest atışlarımız da girmiyor” dedi.

Çeyrek finale çıkma şansımızı da değerlendiren Oğuz, “Gruptaki son maçımızı Sırbistan’a karşı oynayacağız. Sırplar, Almanya’dan daha iyi bir takım sahip. O maça final havasında çıkıp kazanmak istiyoruz. Hala son sekiz takım arasına kalma şansımız sürüyor. Sırbistan maçında hücumda daha rahat olarak galip gelmek istiyoruz” diye konuştu.

Almanya 73-67 Türkiye (İlk Periyot Yetmedi)


Maçta herşey istediğimiz gibi başladı. Hücumda da önceki maçlara oranla daha iyiydik. Bir de Nowitzki'nin faul problemine girmesiyle farkı açmamız beklenirken 2.çeyreğin ilerleyen bölümlerinde Almanya'nın maça ortak olmasını sadece izledik. Enes Kanter, girdiği andan itibaren hem Nowitzki'ye hem de Kaman'a zor anlar yaşatmasına rağmen yine ona destek verecek oyuncuyu bulmakta zorlandık. Hücumda yine ritmimizin bozulması Almanlar'ın maça ortak olmasında önemli bir detaydı. Kötü oynamamıza rağmen ve ilk yarı 23 sayı yediğimiz rakibimizden ikinci yarı 50 sayı yemeyi başarmamıza rağmen son topa kadar karşılaşmayı getirmeyi başardık fakat faul çizgisinden istediğimiz yüzdenin çok altında kalmamız (5/17, sadece %29.4 !!!) bana göre böylesine yakın geçen bir maçı kaybetmemizde en önemli etkendi. Şimdi işimiz Sırbistan maçı kazanmamıza ve o karşılaşmadan sonra da Ltivanya'nın da Almanya'yı yenmesine bağlı. Gerçi bu basketbolla ve hücumda kimsenin sorumluluk almadığı özellikle NBA oyuncularımızın toptan kaçtığı, son derece durağan hücum ritmiyle nasıl kazanacaksak bilmiyorum....

Almanya (73): Robin Benzing (3 ribaund), Johannes Herber (3 ribaund), Steffen Hamann 8 (2 ribaund- 3 asist), Sven Schultze, Heiko Schaffartzik 10 (5 ribaund- 5 asist), Philipp Schwethelm 14 (3 ribaund), Tibor Pleiss, Chris Kaman 20 (7 ribaund), Lucca Staiger, Dirk Nowitzki 19 (7 ribaund- 3 asist), Jan Jagla 2 (2 ribaund)

Türkiye (67): Cenk Akyol, Emir Preldzic 7 (3 ribaund- 2 asist), Ömer Onan 6 (2 ribaund), Ersan İlyasova 4 (7 ribaund), Kerem Tunçeri 3 (1 ribaund- 1 asist), Oğuz Savaş 3 (3 ribaund), Ömer Aşık 19 (11 ribaund), Ender Arslan 5 (1 ribaund- 2 asist), Enes Kanter 11 (3 ribaund- 1 asist), Hidayet Türkoğlu 9 (3 ribaund- 3 asist)

8 Eylül 2011

Orhun Ene: "İyi Savunma Yaparak Almanya Maçını Kazanmak İstiyoruz"


A Milli Takım Baş antrenörü Orhun Ene yaptığı açıklamada, çok güçlü bir grupta yer aldıklarını belirterek, ''Turnuvada inişler çıkışlar gösteriyoruz. Bugüne kadar savunma tarafımızda şampiyonanın standardının üzerinde savunma yaptığımızı görüyoruz'' dedi.

Almanya ile yarın zor bir maça çıkacaklarını kaydeden Orhun Ene, şöyle devam etti: “Almanya iyi bir takım. Bu yıl hazırlık döneminde yaptığımız maçlar yarın için ölçü olmaz. Buradaki maç daha farklı oynanacak. İki takım da birbirine yakın güçte. Bizim için önemli olan sert savunmamızla beraber hücumda da o ritmi yakalarsak, Almanya maçını kazanma şansımızın daha fazla olacağını düşünüyorum. Şu anda her takımın gruptan çıkma veya çıkamama durumu var. O yüzden bütün maçlar zor”

Ene, Türkiye'nin grubu ikinci bitirme şansının da devam ettiğini vurgulayarak, ''Almanya ve Sırbistan maçları bizim için çok önemli. İki maçı da kazanmak için elimizden gelen mücadeleyi yapacağız'' diye konuştu.
AA

Nowitzki Zirveye Yürüyor


2011 FIBA Avrupa Şampiyonası E Grubu’ndaki ilk maçında İspanya’ya 68-77 yenilen Almanya, Dirk Nowitzki’nin bireysel başarısıyla teselli buldu. Panzerler’in NBA patentli yıldızı, İspanya potalarına attığı 19 sayıyla FIBA Avrupa Şampiyonaları tarihinin en skorer ikinci oyuncusu oldu.

EuroBasket 2011 öncesi 41 FIBA Avrupa Şampiyonası maçında kaydettiği 929 sayıyla (ortalama 22,6) en skorer oyuncular listesinde 3. sırada yer alan Nowitzki, İspanya maçında ürettiği sayılarla Mickey Berkowitz’i geride bıraktı. Alman yıldız, İsrailli efsanenin 51 maçta attığı 935 sayıyı aşmayı başardı. Dirk Nowitzki, 2011 FIBA Avrupa Şampiyonası’nda şu ana 6 maçta kadar kaydettiği 121 sayıyla (ortalama 20,1) Almanların en skorer oyuncusu konumunda bulunuyor.
Dallas Mavericks formasıyla mücadele ettiği NBA’de 2010-11 sezonunda şampiyonluğa ulaşan ve finallerin en değerli oyuncusu seçilen Dirk Nowitzki’nin EuroBasket tarihinin en skorer oyuncusu olması için ise Nikolaos Galis’i geçmesi gerekiyor. Yunanistan’ın efsanevi basketbolcusu, 32 Avrupa Şampiyonası mücadelesinde 1004 sayı kaydetmiş ve maç başına 31,3 sayı ortalaması yakalamıştı.

Deron Williams İstanbul'a Geldi


Beko Basketbol Ligi ekiplerinden Beşiktaş’ın NBA'deki lokavt sona erene kadar kadrosuna kattığı New Jersey Nets'in yıldız oyuncusu Deron Williams, İstanbul'a geldi.

Ailesi ile birlikte İstanbul Atatürk Havalimanı'na gelen ABD'li oyuncu Williams'ı, Beşiktaş Kulübü yetkilileri karşıladı.

Yıldız oyuncu, yaptığı kısa açıklamada, İstanbul ve Beşiktaş'ta olmaktan dolayı mutlu olduğunu ifade ederek, ''İstanbul'a ilk defa geliyorum. Türk basketbolu hakkında biraz bilgim var. NBA'de oynayan Mehmet Okur'u 6 yıldan beri tanıyorum. O bana Türkiye, İstanbul, Beşiktaş ve Türk basketbolu hakkında çeşitli bilgiler verdi. Umarım geniş ailemle beraber iyi vakit geçiririm. NBA'de lokavt olduğu için geldim, sonra yine geri döneceğim'' diye konuştu.

Deron Williams, havalimanında kendisine ilgi gösteren bir grup Beşiktaşlı taraftar ve yolcularla fotoğraf çektirdi.

27 yaşında ve 1.91 metre boyundaki Williams, NBA kariyerine 2005 yılında Utah Jazz'da başladı. Daha sonra New Jersey Nets'e transfer olan Williams, NBA'de süren lokavt nedeniyle Beşiktaş ile anlaşmaya vardı.
AA

Efes Pilsen 57-57 Cantu (Yurda Dönüyoruz)


Yeni sezon hazırlıklarını İtalya’da sürdüren Anadolu Efes Sondrio’da oynadığı hazırlık karşılaşmasında İtalya’nın Euroleague temsilcilerinden Cantu ile 57-57 berabere kaldı. Her iki takımın isteği üzerinde uzatma dakikaları oynanmadı.

Çalışmalarını milli takımlarda bulunan sekiz oyuncusundan ve geçtiğimiz ay ameliyat olan Kerem Gönlüm’den yoksun bir şekilde sürdüren Anadolu Efes’te hafif sakatlığı bulunan Tarence Kinsey de Cantu karşılaşmasında forma giymedi.

Anadolu Efes’te Ermal Kurtoğlu kaydettiği 17 sayı ile lacivert beyazlıların en skorer oyuncusu olurken; Sasha Vujacic ve Gökhan Şirin 9’ar, Doğuş Balbay 6 sayı kaydetti.

Periyotlar: 14-22 / 26-34 / 40-46 / 57-57

Anadolu Efes geçtiğimiz yıllarda yine Sondrio’da aynı salonda Maccabi Tel Aviv ile hazırlık karşılaşmasında berabere kalmış, yine iki ekibin isteği üzerine uzatma dakikaları oynanmamıştı.

Bu arada İtalya kampını tamamlayan Anadolu Efes bugün (8 Eylül Perşembe) yurda dönecek ve yeni sezon hazırlıklarını kendi tesislerinde sürdürecek.
efesbasket.org

Orhun Ene: “Önemli Bir Maçı Kaybettik”


Baş Antrenör Orhun Ene, Avrupa Şampiyonası ikinci tur E Grubu’nda oynanan ilk önemli karşılaşmada Fransa’ya kaybettiklerini söylerken, “Özellikle maçın 3. periyotunda kötü oynadık. Esasında iki tarafta iyi basketbol oynamadı. Kötü oynanan tempo içerisinde 3.periyotta 15 sayı farkla geriye düştük. Maçtan önce iki şeye dikkat edecektik. Rakibimizin ikinci atışları, hücum ribaundları ve atletik özellikleriyle hücum organizasyonlarıydı” dedi.

Takım olarak ribaundlarda iyi bir performans sergilediklerini kaybeden Ene, “42 ribaund bizim maçı kazanmamıza yetebilirdi ancak saha içi yüzdemiz düşüktü. Top kaybımızın sayısı ise 16. Bunun yarısı ya da 10 civarında top kaybetseydik, daha iddialı durumda olabilirdik” açıklamasında bulundu.

Almanya ile cuma günü önemli bir karşılaşma oynayacaklarının altını çizen A Milli Takım Baş antrenörü Orhun Ene, “Bu maçı hemen unutup Almanya karşılaşmasına konsantre olmalıyız. Devam edip, edememe maçımızı oynayacağız. Yarın bir antrenman yaparak en iyi şekilde maça hazırlanmak istiyoruz” diye konuştu.

A Milli Takım'ın kaptanı Hidayet Türkoğlu ise, Fransa karşısında maçı kazanma noktasına getirdiklerini, ancak sonunda kazanamadıklarını belirterek, ''4. çeyrekte yaptığımız savunmayı maç geneline yaymalıyız'' dedi.

İkinci tura mağlubiyetle başladıklarını kaydeden Hidayet, ''Bizim için turnuva henüz bitmedi. Önümüzde 2 maçımız daha var. Maç içinde istikrarı yakalamak zorundayız. Cuma günü bugünkünden daha iyi oynayıp, Almanya karşısında kazanmak istiyoruz'' ifadelerini kullandı.

Fransa Milli Takımı Başantrenörü Vincent Collet ise Türkiye karşısında 3. periyotun sonunda yakaladıkları ivmeyle farkı açarak, maçı kazandıklarını söyledi.

Collet, Türkiye'nin son periyotta iyi savunma yaptığını vurgulayarak, ''Bizim oyuncularda 4. çeyrekte farkın getirdiği rahatlama olunca, Türkiye iyi bir savunma performansı sergileyerek, maça yeniden ortak oldu. Ancak son bölümü iyi oynadık ve kazanmayı başardık. Büyük bir rakibe karşı önemli bir galibiyet aldık'' diye konuştu.

Ersan İlyasova: “Kazanabileceğimiz Bir Maçı Kaybettik”


Fransa’ya 68-64 mağlup olan A Milli Takımımızın oyuncuların Ersan İlyasova, “Kazanabileceğimiz bir maçı kaybettik. Üçüncü çeyrek gerçekten kötü oynadık ve 14 sayı farkla geriye düştük. O bölümde çok kolay sayılar yedik ve konsantrasyon eksiklikleri yaşadık fakat son çeyrek bu farkı kapatmayı başardık ama kaçırdığımız bir iki şut ve yaptığımız bir iki basit hata yüzünden mağlup olduk. Fransa takımı gerçekten çok atletik bir takım ama yine de iyi mücadele ettik. Bu mağlubiyete rağmen gruptan çıkmak için şansımızı sürdürüyoruz. Önümüzde Almanya ve Sırbistan maçları var. O maçlarda daha iyi hücum ederek galip gelmeliyiz” şeklinde konuştu.

Ömer Onan: "Yenilmeyecek Bir Takım Değildi"


Tecrübeli oyuncu, yaptığı açıklamada şunları söyledi; “Bu gece istediğimiz çoğu şeyi yaptık. 3. periyodun son 4 dakikası çok kötü oynadık. 12-0’lık bir seri yakalamaları moralimizi bozdu. 90 sayı atan takımı 67’lerde tuttuk ama biz sayı atamadık. Hızlı oynadığımızda onlar da şaşırdı. Yaptığımız alan savunması tuttu ve onlar da yoruldu, şutları sokamadılar. Maç bize gelmişti ,son topta Kerem çok güzel bir şut attı ama içinden çıktı. Üzgünüz çünkü yenilmeyecek bir takım değildi. Maç hep 3-4 sayıyla gitti. Kazanmayı çok istiyorduk. Yine de Almanya ve Sırbistan’ı yenerek gruptan çıkabiliyoruz. Ama önce Almanya maçını kazanıp ikinci galibiyetimizi almalıyız. Sonra çeyrek final için Sırbistan ile karşılaşacağız. Herkes kadar iyi takımız biraz daha isabetli oynasaydık maçı kazanabilirdik ama yapacak bir şey yok turnuva devam ediyor.”

Diaw: “Türkiye Son Saniyeye Kadar Mücadele Ediyor”


Diaw, A Milli Takımımız karşısında zorlu bir maçı geride bıraktıklarını anlatırken, “Türkiye karşısında kolayca kazanmayı zaten beklemiyorduk. Geri gelmeyi başardılar. Son saniyeye kadar mücadele ediyorlar. Biz de sonuna kadar maçın içinde kalmaya çalıştık” şeklinde konuştu.

12 Dev Adam’ın son bölümde yaptığı alan savunması karşısında zorlandıklarını belirten Fransız yıldız, “Türkiye çok uzun bir takıma sahip. Çok zorlu bir alan savunması yaptılar. Geçen yılki Dünya Şampiyonası’nda da bu savunmaya karşı hücum edememiştik. Yine dış şutları sokamadık” dedi.

Boris Diaw sözlerini şöyle sürdürdü: “Yenilgisiz olmak bizim için önemli ama henüz çeyrek finalde bile değiliz. Biz turnuvanın sonunda da bu durumda olmak istiyoruz. Bugünkü maçın son bölümünde biraz yoruldum ama bireysel olarak daha iyi bir noktaya geleceğimi düşünüyorum.”

Oğuz Savaş: “Hiçbir Şey Bitmiş Değil”


Üçüncü periyottaki oyunlarından dolayı mağlup olduklarını söyleyen Oğuz Savaş, “İlk yarıda kötü bir performans sergilemedik ama özellikle üçüncü çeyrekte istediklerimizi yapamadık. Boş şutları değerlendiremedik ve Fransa da farkı 13-14 sayıya çıkardı. Aslında savunmamız yine iyiydi. Son çeyrekteki savunma direncimiz bizi yeniden maça ortak etti ama son bölümde yaptığımız hatalarla maçtan mağlup ayrıldık” dedi.

Henüz hiçbir şeyin bitmediğini söyleyen Milli oyuncumuz, “Hücumda daha iyi bir oyun sergilersek önümüzdeki iki maçı da kazanabiliriz. Şimdi Almanya ile oynayacağız. O karşılaşmaya iyi hazırlanıp galip geleceğimize inanıyorum” şeklinde konuştu.

Sinan Güler: “İstediğimiz Tempoyu Yakalayamadık”


Fransa önünde özellikle dördüncü periyotta iyi savunma yaptıklarını kaydeden Sinan Güler, “Rakibimiz atışlarını kaçırdığı bölümlerde tempo bulduk. Ancak özellikle dördüncü periyotta kolay atışları kaçırdık. Şayet bunları değerlendirebilseydik, kazanabilirdik. Genel olarak Fransa’yı temposuz yakaladık. Özellikle dördüncü periyotta zone savunma karşısında daha tempolu oynayabilirdik. Şimdi önümüzde oynayacağımız iki maç daha var. Almanya karşılaşmasını düşünmemiz gerekiyor” dedi.

Türkiye 64-68 Fransa (3.Çeyreğin Sonunu Getiremedik)


Maça aslında fena başlamamıştık. Aldığımız hücum ribauntlarından bulduğumuz ikinci şans sayıları da bu bölümde önde çıkmamızda etkendi. Fakat daha sonra hücumlardan boş dönmemiz ve Fransa'nın bizim yaptığımız top kayıplarından yararlanması sonucu oyun dengelendi. Bizim yaptığımız 16 top kaybından 16 sayı buldu Fransa. Bu da ikinci şans sayılarıyla ayakta kalan milliler için son derece olumsuz bir durum teşkil etti. Ömer Aşık'ın oyundan çıkmasıyla ve pota altı üstünlüğünü tamamen Fransızlara bırakmış olduk. Bir de Oğuz Savaş gibi ayakları yavaş ve hantal bir oyuncuya süre vermeye başlayınca yedek Fransız uzunları bile istedikleri gibi hareket ettiler boyalı alanda. İlk bölümde Ömer'e destek veren Ersan'ın da ribauntlara önemli katkı yaptığını belirtmeden geçmemek lazım. 3.çeyrek ise bana göre oyunun en kötü olduğumuz dakikalarını yaşadık. Gereksiz faullerle, faul hakkımızı doldurduğumuzdan dolayı Fransızlara çizgiye gelerek kolay sayı bulma şansı verdi. Bir de Fransız yıldız Tony Parker da maç boyu attığı 20 sayısının 10'unu bu çeyrekte bulması fazlasıyla sıkıntı yarattı. Periyodun son bölümlerine doğru kendimize gelip hücumda sayılar bulsak da son dakikayı yine felaket oynadık. Dipten yediğimiz 2 üçlükle Fransızlar son 10 dakikalık bölüme büyük bir avantajla girdi. Aslında o peş peşe yenen üçlükler de oyunun kaderini belirledi. Son periyotta şut konusunda sıkıntı yaşayan Fransa'ya karşı alan savunmasını yapmayı hatırlayıp, onları durdurmayı başarsak da çok geç kalmıştık. Savunmadaki son bir gayretle son saniyelere geride girdik, kısa bir süre kala da moladan dönüşte Kerem Tunçeri'ye dipte bomboş üçlük pozisyonu yaratsak da bunu değerlendiremedik. Aslında sadece bu şut değil, maç boyunca da çok müsait şutları sokamadığımız için ve alan savunmasını da çok geç hatırladığımız için bu maçı kaybettiğimizi düşünüyorum. Bu pozisyonda son derece müsait pozisyonda şutu sokamayan Kerem Tunçeri'ye yüklenmek doğru olmaz, şutlar girer de kaçar... O 3'lük girseydi şu an kendisine tüm yüklenenler onu kral da ilan edecekti fakat olmadı. Son topu çıkarırken Emir'in 5 saniye ihlali de yapması bu kadar hatalar yaptığımız, şutların girmediği bir günde işin tuzu biberi oldu. Olmadı, kazanamadık. Çünkü hala dengeli bir performans ortaya koymakta zorlanıyoruz. Derin iniş ve çıkışlarımız var maç içinde. Şutlarımız girmeyince morallerimiz fazlasıyla bozuluyor. Savunmamız bizim herşeyimiz diyoruz yanlızca maçlarda belli bölümlerde o öldürücü müdafayı yapabiliyoruz. Tüm bu olumsuzluklara rağmen yine iyi maçın içinde kalıp, geri dönüş yapabiliyoruz. Şimdi sıra Almanya maçında... Son 10 yıldır bileğini bükemediğimiz Nowitzki'li, Kaman'lı Almanları yenmek çok önemli...

TÜRKİYE (64): Emir Preldizc 11 (2 ribaund), Ömer Onan 8 (1 ribaund), Ersan İlyasova 10 (10 ribaund, 1 asist), Kerem Tunçeri (1 ribaund, 3 asist), Oğuz Savaş 6 (2 ribaund), Ömer Aşık 10 (11 ribaund), Ender Arslan 2 (1 asist), Enes Kanter 4 (2 ribaund), Hidayet Türkoğlu 13 (8 ribaund),

FRANSA (68): Joakim Noah 7 (4 ribaund), Nicolas Batum 13 (1 ribaund), Kevin Seraphin 2, Charles Kahudi 8 (5 ribaund, 1 asist), Tony Parker 20 (6 ribaund, 5 asist), Ali Traore 8 (2 ribaund), Florent Pietrus 4 (4 ribaund), Nando De Colo (3 ribaund, 2 asist), Boris Diaw 3 (5 ribaund,1 asist), Mickael Gelabale 3 (2 ribaund, 1 asist)

7 Eylül 2011

Efes Pilsen 70-77 Montepaschi Siena (2.Yarıdaki Kötü Oyun)


Yeni sezon hazırlıklarını İtalya’nın Bormio kentinde sürdüren Anadolu Efes burada oynadığı ikinci hazırlık karşılaşmasında Avrupa Ligi’nin güçlü ekiplerinden Montepaschi Siena’ya 79-70 mağlup oldu. Sekiz oyuncusu milli takımlarda bulunan ve sakatlığı devam eden Kerem Gönlüm’den yoksun bir şekilde çalışmalarını sürdüren Anadolu Efes, pilot takımı Pertevniyal’den genç oyuncular destekli kadrosu ile sahaya çıkarken; ilk yarıyı 35-32 önde tamamladı.

Yeni transferlerden Sasha Vujacic kaydettiği 22 sayı ile lacivert beyazlıların en skorer oyuncu olurken; Ermal Kurtoğlu 11, Tarence Kinsey 10, Doğuş Balbay 9 ve Dusan Cantekin de 7 sayı kaydetti.

Periyotlar: 19-10 / 35-32 / 50-57 / 70-79

Anadolu Efes İtalya’daki son karşılaşmasında yarın (7 Eylül Çarşamba) TSİ 19.00’da Cantu ile mücadele ettikten sonra 8 Eylül Perşembe günü yurda dönecek ve yeni sezon hazırlıklarına devam edecek.

Karşılaşmanın özetini izlemek isteyenler için;
İlk yarı ---> http://www.menssanabasket.it/index.aspx?vid=711
İkinci yarı ---> http://www.menssanabasket.it/index.aspx?vid=714

6 Eylül 2011

Orhun Ene: “Önemli Bir Galibiyet Elde Ettik”


Büyük Britanya’nın, Polonya karşısında aldığı galibiyetin kendilerini motive ettiğini söyleyen A Milli Takım Baş antrenörü Orhun Ene, “Eğer Büyük Britanya kazanmamış olsa bile biz bu şekilde dünya ikincisi olarak İspanya karşısında mücadele edecektik. Ancak Büyük Britanya galibiyete ulaşınca ekstra bir motivasyon oldu. Savunmada sert bir oyun ortaya koymamız ve bir galibiyet taşıyarak ikinci tura yükselecek olmamız bizim için önemliydi. Dördüncü çeyrekte rakibimizi iki sayıda tutmamız, İspanya karşısında bizim maçı ne kadar istediğimizin bir göstergesiydi. Şayet bundan sonra kazanmak istiyorsak Polonya maçında oynadığımız oyunu unutmamamız gerekiyor. Dün kötü bir gece geçirdik. Biz buraya ümitsiz geldik. Litvanya maçının sonunu kötü oynadık ancak birbirimize bağlandığımız zaman İspanya’yı bile yenebileceğimizi gösterdik” dedi.

Maç sonunda iyi basketbol oynadıklarını da sözlerine ekleyen Ene, “Maçın başında da savunmadaki yardımlaşmalar konusunda konuşmuştuk. Navarro’ya, uzun oyunculara ve Rudy Fernandez’e yardım getirecektik. Oyuncularımız her seviyede basketbol oynadıkları için bu duruma adapte oldular ve ne içeriden ne de dışarıdan kolay sayı şansı tanıdık. Takım olarak iyi savunma yapınca ritm bulabiliyoruz” diye konuştu.

İspanya’nın bir gece önce Litvanya karşısında iyi basketbol oynadığını da belirten Orhun Ene, “Rakibimiz geç saatlerde oynadığı karşılaşmada farkı 30 sayıya kadar çıkartmış ancak daha sonra 12 sayıyla maçı kazanmıştı. Bize karşı Pau Gasol maçta oynamadı. Rakibimiz maçı kazanmak için elinden gelen mücadeleyi gösterdi. Sonuçta çok ciddi bir takım. Ancak biz 7-8 sayıya geriye düştüğümüzde inancımızı kaybetmedik. Bu önemli bir kriter. Oyuncularımızın İspanya’yı yenmesi gelecek maçlar için de ekstra getiri getirecektir” açıklamasında bulundu.

Hidayet Türkoğu: “Savaşmaya Devam Edeceğiz”


Çok iyi bir takım olduklarını belirten A Milli Takım Kaptanı Hidayet Türkoğlu, “Bizim gibi bir takımın bu pozisyonda olması beni gerçekten üzüyor. Bir kere daha söylüyorum ama çok iyi bir ekibiz ve bugünkü maçta bunu herkese gösterdik. Büyük Britanya’nın Polonya karşısında aldığı galibiyet bizi uyandırdı ve biz de İspanya karşısında çok iyi bir oyun sergiledik. Tüm takım arkadaşlarımı tebrik ediyorum. Bundan sonra artık daha iyi yerlerde olacağız. Şans da yanımızda olursa bu şampiyonada istediğimiz dereceyi elde edeceğiz. Topu iyi paylaşıyoruz ve bencil hiçbir oyuncumuz yok. Sadece bu forma için ter döken ve bu formayı en iyi şekilde temsil etmek isteyen oyunculardan oluşan bir takımız” dedi.

En büyük sıkıntılarının zaman zaman hücumda yaşadıkları tıkanmanın olduğunu söyleyen Türkoğlu, “Maçın her bölümünde bugün İspanya’ya karşı oynadığımız maçın son çeyreğindeki gibi bir akıcılık yakalayamıyoruz. Savunmamız zaten her zaman dirençli ve üst seviyede. Sanırım bugün İspanya’nın final periyodunda 2 sayı atmasına izin vererek bir rekor kırdık. Bundan böyle hücumda da istediğimiz seviyeye çıkarsak seyircilere daha iyi bir basketbol seyrettirebiliriz” ifadelerini kullandı.

Maçın bitimine 30 saniye kala attığı üç sayılık basketle rakibimiz İspanya’nın umutlarını söndüren Hidayet Türkoğlu, o pozisyonu da şöyle yorumladı:
“O hücumda set benim üzerimdeydi ve topu ben kullanacaktım. Bugün çok iyi bir performans sergileyen Ender pası bana verdi. Ben de o zamana kadar maçta çok katkı verememiştim ve o şutu hiç tereddütsüz atım. İyi ki de kullanmışım. Artık takım olarak moralimiz daha iyi durumda ama bununla yetinmeyerek ikinci turda da en iyi şekilde savaşacağız”

Ömer Aşık: “Daha İyiye Gideceğiz”


Karşılaşmayı 12 sayı, 8 ribuandla tamamlayan Ömer Aşık, “Bizim buralara gelmemize yardım Büyük Britanya’ya teşekkür etmek istiyorum. Umarım şampiyonada önümüzdeki maçlarla daha iyiye gideceğiz. Bizim için farklı bir gün oldu. Eve dönme ihtimalimiz varken şimdi ikinci tura çıkıyoruz. Hücumda hala istediğimiz seviyede değiliz ama savunmamız her zamanki gibi çok iyi. Geri kalan maçlarda en iyi şekilde oynayarak turnuvayı yukarılarda bitirmek istiyoruz” dedi.

Enes Kanter ise çok iyi oynadıklarını ama hücumda daha iyi olabileceklerini belirtirken, Pau Gasol’un olması halinde de maçı yine kazanacaklarına inandığını söyledi.

Emir Preldzic: “Herşey Bir Anda Değişti”


Bugün oynanan maçlarla her şeyin bir anda değiştiğini söyleyen Emir Preldzic, “Biz Büyük Britanya-Polonya maçından önce eve gideceğimizi düşünüyorduk ama Büyük Britanya’nın galibiyetiyle ikinci tura çıkmayı garantiledik. Biz de İspanya maçına bu moralle çıktık. Özellikle son çeyrekte çok iyi bir savunma yaptık. Uzun oyuncularımız bugün pota altında çok etkili bir performans gösterdiler. Ben de elimden geleni yapmaya çalıştım. Tüm oyuncular gibi takımıma en iyi şekilde katkı sağlamaya çalışıyorum” dedi.

Kerem Tunçeri: “Tekrar İddialı Duruma Geldik”


Kerem Tunçeri, İspanya galibiyetiyle tekrar iddialı duruma geldiklerini anlatırken, “Kolay sayılarla tempoyu yakaladığımızı söyleyebilirim. Özellikle Ender son 5 dakikada çok iyi oynadı. İlk önce Büyük Britanya’nın kazanmasıyla, sonra da bizim aldığımız galibiyetle tekrar iddialı duruma geldik. Hepimiz çok mutlu olduk. Şimdi kendimize gelmemiz gerekiyor. Bunun da farkındayız. Bir an önce toparlanıp bu maçın da moraliyle ileriye doğru gideceğiz” ifadelerini kullandı.

İspanya galibiyetinin çok büyük moral olduğunu vurgulayan tecrübeli oyun kurucumuz, “İspanya, Avrupa’nın en iyi takımlarından biri. Çok kaliteli bir kadroya sahipler. O yüzden kazanmak bizim için büyük moral oldu. Neleri iyi yapıp, neleri iyi yapamadığımızı gördük. Polonya gibi rakibimiz olamayacak bir takıma yenildik. Çok basit hatalar yapıp kaybettik. Bugün ise çok iyi bir takımı yendik. Ben turnuvanın başında da söylüyordum; biz çok iyi bir takımız ve her rakibi yenebiliriz. Bundan sonra oynayacağımız kader maçlarını kazanmak için elimizden geleni yapacağız” diye konuştu.

Ender Arslan: “Yüreğimizi Sahaya Koyduk”


İspanya maçında yüreklerini sahaya koyduklarını belirten Ender Arslan, “Dün çok büyük bir hata yaptık ve bu bize çok pahalıyla mal olabilirdi ama bugün Büyük Britanya bize büyük bir iyilik yaptı. Bu da bizim için müthiş bir doping oldu ve müthiş bir galibiyet aldık. Son periyodu çok iyi oynadık. Böyle güçlü bir takımı yendik. Geri kalan maçlarda dün yaptığımız hatayı tekrarlamamalıyız. Bu galibiyeti de dün doğum günü olan eşime armağan ediyorum” şeklinde konuştu.

Ömer Onan: “İpten Döndük”


Polonya’yı yenerek A Milli Takımımızın ikinci tura yükselmesini sağlayan Büyük Britanya’ya teşekkür eden Ömer Onan, “Dün akşam oynadığımız Polonya maçının ardından turnuvanın bittiğini düşünüyorduk ve çok üzgündük ama bugün Büyük Britanya’nın Polonya’yı yenmesiyle birlikte her şey yeniden başladı. Biz Polonya maçının ilk yarısını iyi oynayamamıştık ama ne zaman oyuna yeniden ortak olduk bu sefer de Rus hakemle karşılaştık. Bugün de kolay olmadı. Çok zorlu bir mücadele verdik. İyi bir takım olduğumuzu zaten biliyoruz. Litvanya’ya karşı da iyi oynamıştık ama maçın sonunu getirememiştik. Bu maçta daha iyiydik. Hak ettiğimiz galibiyet aldık. İpten döndük ama kazanmayı bildik. Bu maç bize moral verdi. Sırbistan, Almanya ve Fransa’ya karşı oynayacağız. Bundan sonra hakem üçlüleri ortada maç yönetirlerse her maçı kazanmaya talibiz. Moral bozmayacağız ve ilk 8’e kalacağız” dedi.

Oğuz Savaş: “Takım Olursak Neler Yapabileceğimizi Gösterdik”

65-57’lik muhteşem galibiyet sonrasında bir değerlendirmede bulunan Oğuz Savaş, “Büyük Britanya’nın Polonya karşısında aldığı galibiyetle karşılaşmaya moralli çıktık. Aslında biz ne olursa olsun bu maçı kazanmaya kendimizi hazırlamıştık. Galibiyete ulaştığımız için de mutluyuz” dedi.

İspanya karşısında takım olarak iyi mücadele ettiklerini kaydeden Oğuz ayrıca, “Zaman zaman maç içerisinde tıkandığımız dönemler oldu. Skor bulamasak bile potamızda sayı görmedik. Bu da bize galibiyeti getirdi. Litvanya karşılaşmasına oranla maç sonunu daha iyi oynadık. Dün bambaşka şeyler görürken, bugün farklı şeyler düşündük. İyi mücadele ettiğimiz zaman neler yapabileceğimizi gösterdik” açıklamasında bulundu.

Sinan Güler: “Takım Olarak Birbirimize İnandık”


Sinan Güler, “Öncelikle herhalde Büyük Britanya’ya teşekkür etmeliyiz. Polonya’ya yenilmemizin en büyük nedeni istediğimiz tempoya giremememizdi. Moralimiz üçüncü çeyrekte düştü. Ama biz takım olarak birbirimize inandık. Bu maçı kazanacağımızı ve Büyük Britanya’nın da galip geleceğini düşünüyorduk. Kazanmak bize avantaj sağladı. Mutluyuz ve motive durumdayız” şeklinde konuştu.

5 Eylül 2011

İspanya 57-65 Türkiye (Son Çeyrek Yetti)


Polonya karşısında aldığımız şanssız mağlubiyet sonrası aynı gün Litvanya'nın İspanya'ya yenilmesiyle tüm umutlarımız Britanya'nın Polonya karşısında alacağı galibiyete kalmıştı. Bugün öğlen saatlerinde ise o beklediğimiz müthiş haber geldi ve yolumuza devam ettik. Baştan sona kadar maçı önde götüren Britanya, turnuva başından beri bekleneni veremeyen Freeland'ın da sahne almasıyla ve yine başrolde Deng'in olmasıyla bir galibiyet alarak bizim resmen önümüzü açtılar.

Daha moralli çıktığımız İspanya karşısında her iki takım açısından da alınacak bir galibiyet üst tur adına çok önemliydi. İspanya eğer kazanabilseydi 2 galibiyetle E Grubu'nda çok önemli bir avantajla başlayacaktı fakat Türkiye buna izin vermedi. Maçın başından son periyoda kadar hep skorda İspanya önde oldu. Dönem dönem bulduğumuz seriler dışında oyunun kontrolünü hiç elimize alamadık. Daha çok İspanya hamle yaptı biz cevap vermeye çalıştık. Son periyotta ise müthiş bir geri dönüş yaparak çok önemli bir galibiyet aldık gerçekten. Son çeyrekte yaklaşık 9 dakika İspanya'ya sayı tanımadığımız gibi bu bölümde 16 sayı atarak maçı resmen söke söke aldık. İspanya Gasol'ü dinlendirdi, yıldız oyuncu süre almadı fakat şu İspanya takımını bu hale sokmak gerçekten hiç kolay değildi. 16-0'lık serinin yanı sıra onlara 9 dakika sayı attırmamak inanılmaz bir olay. Biz savunmamızdan güç alan bir takımız. Bu ifade her ne kadar son dönemde sıkça kullanılsa da aynı oranda doğruluk payı içeriyor. Ne zaman onları hücumlardan boş döndürmeye başlasak -maç içinde de bu böyle oldu- hemen ufak ufak seriler yakalayıp maçı ortaya getiriyoruz. Litvanya karşısında hak etmemize rağmen alınamayan galibiyet, maçın son 1 dakikasında yaşanan şanssızlıklar ve kötü oyun, Polonya karşısında basketbol özürlü art niyetli Rus hakem bozması Sergey faktörleri derken takımın elenme riskiyle karşı karşıya gelmesi moralleri ve psikolojiyi acayip şekilde bozmuştu. Kendi oyunumuzla, savunmamızın öne çıkmasıyla kazanılacak bir maça çok ihtiyacımız vardı gerçekten. Son Avrupa Şampiyonası'nda devirdiğimiz turnuvanın en ciddi favorisi İspanya'yı hem de böyle bir son çeyrek oynayarak yenmeyi başarmak fazlasıyla bizi kendimize getirdi ve yeniden inançları, moralleri tazelemiş oldu.

İspanya'ya karşı özellikle son çeyrek dışında savunmamız istediğimiz gibi olmadı. Hücumda da hatalı seçimler yaptık. Kerem Tunçeri'nin oyunda olduğu bölümlerde organize olmakta fazlasıyla zorlandık -özellikle 3.çeyrekte- ve düzen dışına çıkarak İspanya'nın direncini ve inancını arttırdık. Bunlara dikkat etmemiz gerekiyor. Özellikle Emir oyundayken onun yaptığı birkaç hatalı tercih de vardı. Mutlaka pas trafiğini oluşturup, son 5-6 saniye kalana kadar en uygun pozisyonu kovalamamız ve erken hücum kullanmamız gerekiyor. Bunu yaptığımız her seferinde rakibin aldığı savunma ribauntlarıyla potamızda fast-breakler yemek zorunda kaldık. Bunun dışında yine çeyreklerin son bölümlerini oynamayı beceremiyoruz. Rakibin son potalarında oynadıkları setleri her seferinde yedik. Bu bir maçlık bir sıkıntı değil turnuvanın başından beri dikkatimizi çekti.

Oyuncu performansı olarak ise Ömer Onan'ın savunmasını değinmeden geçmek büyük haksızlık olur. Yaptığı savunmayla bir önceki maçın yıldızı olan Navarro gibi bir şutörü resmen yıldırdı ve aynı zamanda pasifize etmeyi başardı. Navarro, 3/12 isabet ile 9 sayıda kaldı. Her ne kadar bugün organizasyon konusunda bize sıkıntı yaşatsa da Kerem Tunçeri de Ender Arslan ile birlikte İspanya'nın sıkıntı yaşadığı pozisyonlardan biri olan oyun kurucu pozisyonundan 5 sayı yememizi sağladılar. Bu 5 sayı da Calderon'a ait zaten. Özellikle ilk çeyrekte Marc Gasol'ü savunmada sıkıntı çeksek de Ömer Aşık'ın kendine gelmesiyle ve oyunda kaldığı sürelerin artmasıyla daha fazla verim almaya başladık ve pota altında da elimiz güçlü hale geldi. Reyes'den gelen 11 sayılık ekstra katkı olmasaydı İspanya ne yapacaktı çok merak ediyorum doğrusu. Bizim tarafımızda ise kenardan gelerek yine Emir çok önemli katkılar sağladı. Her ne kadar hücumda yanlış tercihler yapmış olsa da özellikle 18 sayısının 11'ini çok ihtiyacımız olduğu yerlerde bularak maç içinde kalmamızı ve farkın daha fazla açılmamasını sağladı. Ersan daha çok Ibaka'nın savunmasında dışarıda kalmayı tercih etti pek fazla şut kullanmasa da ribauntlara verdiği katkıyla önemli bir iş yaptı. Yine Hidayet kritik yerlerde katkılar vererek başarılı bir maç geçirdi bence. Ömer Aşık ile Ender'i de sona saklamak istedim. Kerem Tunçeri'nin çok kötü olduğu bir günde onun performansı gerçekten çok önemliydi ve ondan da istediğimiz verimi almayı başardık. Bence son çeyrekteki geri dönüşümüzün 2 kahramanı kendileriydi. Yaptığı asistlerle boyalı alandan kolay basket bulma şansını yakalamış olduk. Ömer Onan, 4 faullü olduğu için belli bir bölüm de Navarro'yu savunan Ender, bu bölümde de hata yapmayarak günün iyilerinden biri oldu bana göre.

Umarım artık moral de kazanmışken iyi oyunumuzu ve çok daha önemlisi kendi savunmamızı zorlu Fransa, Almanya ve Sırbistan maçlarında en az 30 dakika sahaya yansıtmayı başarırız. İlk maçımızı Çarşamba günü saat 18.00'de B Grubu birincisi Fransa ile oynayacağız. Fransa son Dünya Şampiyonası'nda olduğundan çok daha farklı. Parker ve Noah gibi 2 NBA yıldızı takımın çehresini fazlasıyla değiştirmiş durumda. Umarım artık yolumuz çok daha açık olur.

İSPANYA (57): Rudy Fernandez 11 (4 ribaund- 2 asist), Ricky Rubio (4 ribaund- 1 asist), Juan Carlos Navarro 9 (3 asist), Jose Calderon 5 (3 ribaund- 1 asist), Felipe Reyes 11 (6 ribaund), Fernando San Emeterio (1 ribaund), Sergio Llull (1 asist), Marc Gasol 12 (5 ribaund), Serge Ibaka 9 (8 ribaund- 3 asist), Victor Sada (1 ribaund- 1 asist)

TÜRKİYE (65): Emir Preldzic 18 (5 ribaund), Ömer Onan 5 (5 ribaund- 1 asist), Ersan İlyasova 6 (11 ribaund), Kerem Tunçeri (1 ribaund- 1 asist), Ömer Aşık 12 (8 ribaund), Ender Arslan 10 (6 asist), Enes Kanter 2 (1 ribaund), Hidayet Türkoğlu 12 (3 ribaund- 3 asist)

4 Eylül 2011

Polonya 84-83 Türkiye (İyi Bir Aile Çocuğu Değilsin Sergey)


Bugün basketbol dışında konuşmak istiyorum. Yenilgileri oynanan basketbol dışındaki etkenlere mal etmeyi hiç sevmem hatta hiç huyum değildir ama bugünkü yenilgimizin bence ana sebebi Rus hakem Sergey Mikhaylov'du. Maçın başından beri çaldığı birkaç yanlış düdükle resmen ben geliyorum diyen Mikhaylov efendi, milli takımımızın ivme yakaladığı bölüme kadar resmen avını bekleyen bir çakal gibiydi. Nitekim skorda üstün olduğumuz ve 22.dakikadan 30.dakikaya kadar savunma direncimizi yükseltitiğimiz ve son çeyreğe moralleri girmek üzereyken son pozisyonla başladı sahne almaya. Oğuz Savaş'a kasti faul çalması, son saniyede Polonya'nın kullandığı 3'lüğe faul çalıp üstüne bir de Orhun Ene'nin ilk sert tepkisini fırsat bilerek zaman kaybetmeden de teknik faulü çalan bu basketbol cahili art niyetli Rus arkadaş (onun adı Sergey) herşeyi alt üst eden isim oldu. Hakem dışında maçın ilk dakikasından itibaren kötü oynadığımızı, Orhun Ene'nin de oyuncu seçimlerinde yanlışlıklar yaptığını, savunmada bir türlü ritmimizi bulamadığımızı eklemek isterim. Ama hiç teknik detaylardan bahsedecek kadar moralim ve heyecanım yok maalesef. Çok az iyi oynadığımız dönem vardı, bunun dışında bugün tamamen Sergey'e çalıştık. Ama bu art niyetli Rus sahne almasaydı ve biz son çeyreğe skorda üstün girseydik eminim ki bugün alınan sonuç farklı olacaktı... Son çeyrekte de basit faulleri çalmayı sürdüren, iyi bir anneye sahip olmayan Sergey resmen milli takımın kaderiyle oynadı ve elenme tehlikesiyle karşı karşıya bıraktı. İspanya'nın da Litvanya'yı yenmesi üzerine artık tek ihtimal kaldı o da Britanya'nın galibiyetini beklemek. İyi başladığımız bir turnuvada şu an bu tehdit ile karşı karşıyayız. Diyebilecek bir şey yok. Ama şu mağlubiyetlerden sonra da takımın moralman çökmesini de artık atlamamız lazım yahu. Litvanya'yı eğer o gün o başa baş mücadelede yenseydik heralde şampiyonluğa kadar yürüyecektik...

POLONYA (84): Dardan Berisha 21 (2 ribaund- 3 asist), Adam Lapeta 2, Robert Skibniewski 9, Piotr Pamula 3, Pawel Leonczyk 4 (2 ribaund- 2 asist), Szymon Szewczyk 12 (4 ribaund- 2 asist), Thomas Kelati 11 (1 ribaund- 3 asist), Piotr Szczotka (1 ribaund), Adam Hrycaniuk 15 (6 ribaund- 2 asist), Lukasz Koszarek 7 (3 ribaund- 4 asist)

TÜRKİYE (83): Cenk Akyol (1 ribaund), Sinan Güler, Emir Preldzic 11 (7 ribaund- 4 asist), Ömer Onan 9 (1 asist), Ersan İlyasova 14 (4 ribaund), İzzet Türkyılmaz, Kerem Tunçeri 6 (2 asist), Oğuz Savaş 5 (2 ribaund), Ömer Aşık 4 (3 ribaund), Ender Arslan 2 (2 ribaund- 1 asist), Enes Kanter 19 (5 ribaund- 3 asist), Hidayet Türkoğlu 13 (3 ribaund- 3 asist)