31 Ağustos 2011

Türkiye 79-56 Portekiz (İyi Başladık)


Karşılaşmaya tutuk başladık. İki takım da skor bulmakta zorlanırken, 4.dakika 2-2'lik eşitlikle geçildi. Daha sonra oyuna yavaş yavaş ağırlığını koyan milli takımımız bu bölümde skora katkı yapan Hidayet'in yanı sıra sonradan oyuna giren Enes Kanter'in etkili oyunu sonrası ilk periyodu 15-9 önde tamamladı.

İkinci periyotta daha çok benchten gelen oyuncular süre aldı. İlk çeyrekteki etkili oyununa kaldığı yerden devam eden Enes, milli takımı skorda sırtlayan isim oldu ve 14. dakikada farkı 13 sayıya çıkardı, 24-11. Periyodun son bölümlerine doğru Ersan ve Hidayet de sahne alınca ilk yarıya 39-27 üstün giren taraf olduk.

Üçüncü periyota ise oldukça iyi başladık. İlk 2 dakikalık bölümde Enes Kanter, Ömer Onan ve Emir'in sayılarıyla skoru 46-27 yaptık. Portekiz ise devredeki ilk basketini 3 dakika sonra serbest atış çizgisinden buldu. Ersan ve Cenk Akyol'un sayılarıyla da son periyoda 63-38 önde girdik.

Son periyotta ise Ömer Aşık ve Kerem Tunçeri'nin basketleriyle maçtaki en büyük fark olan 30 sayılık avantajı yakaladık, 68-38. Pota altında ekmeğini taştan çıkaran Portekizli Evora ile skorda tutunmaya çalışan Portekiz, son 5 dakikaya 69-46 geride girdi. Savunmada gevşesek de son bölümü rahat oynadık ve karşılaşmayı da 79-56 galibiyetle kapattık.

Maçın ilk bölümünde tutuk da olsak özellikle hücumda ritm bulmakta zorlansak da aradaki kalite farkı ilerleyen dakikalarda kendini iyiden iyiye hissettirmeye başladı. Rakibin direncini kırmakta kenardan gelerek muazzam bir katkı yapan ve maç boyunca da ilk 7 şutunu da sayıya çeviren Enes Kanter'in payı büyüktü. Onun için de bu başlangıç çok iyi oldu. Ayrıca Hidayet'in de iyi gözükmesi çok önemliydi. Hazırlık döneminde beklentilerin altında kalan bir diğer isim olan Ersan'daydı gözler ama pek beklenen oyunu izleyemedik ondan. Hala şut atmakta tedirginlikleri olsa da ribauntlara iyi yardım etti. Dikkat çekmek istediğim bir diğer nokta ise Ömer Aşık'a indirilen toplar olacak. Her maç klasikleşen bir şekilde hücumları onun üzerinden veya ikili oyunlarla potaya giderek oynamaya çalışıyoruz. Birkaç pozisyonda hakemin Ömer'e yapılan faulleri çalmaması ve bunun sonucunda da oradan sayısız dönmemiz bizi tamamen Hidayet'in birebirlerine ve onun üreteceği pozisyonlara mahkum etti. Halbuki içeriye top indirmekten bu kadar çabuk vazgeçmememiz lazımdı. Bu dikkatimi çeken bir nokta oldu, umarım sonucu ne olursa olsun önümüzdeki maçlarda Ömer'e indirilecek toplarda ısrar ederiz. Enes'in de performansıyla farkı açtıktan sonra zaten bir daha rakibi yanımıza yaklaştırmadık. Savunmadaki duruşumuz gayet iyiydi fakat bölüm bölüm çok alt seviyeye düştüğü oldu. Tabii ki 40 dakika boyunca üst düzey savunma yapmak zor fakat bunu tembelliğe de dönüştürmemek lazım. Bazı pozisyonlarda şut atan Portekizlilere el bile kaldırmamış olmamız da dikkatimi çeken bir diğer husus oldu. Fakat gerek farktan dolayı, gerekse de rakibin kalitesinden dolayı bu tip ihmaller şu an için affedilir düzeyde. Önemli olan bizim için hedef maçlarda bu tip şeylerin yaşanmaması. Onun dışında çok da konuşacak birşey yok. İyi başlamak önemliydi, yine ilk planda savunmayı tutmak önemliydi. Bunları da gerçekleştirdik. Artık yarın Büyük Britanya ile oynanacak maça bakacağız. Daha zor bir maç olacağı ve bölüm bölüm bizi epey zorlayacakları kesin İngilizlerin. Büyük Britanya maçı yarın saat yine 17.45'te NtvSpor ekranlarında...

TÜRKİYE (79): Cenk Akyol 8 (5 ribaund), Sinan Güler 1 (4 ribaund- 1 asist), Emir Preldzic 9 (1 ribaund- 2 asist), Ömer Onan 10 (1 ribaund- 1 asist), Ersan İlyasova 6 (8 ribaund- 1 asist), İzzet Türkyılmaz 2 (4 ribaund- 1 asist), Kerem Tunçeri 2 (6 asist), Oğuz Savaş 5 (1 ribaund), Ömer Aşık 4 (3 ribaund), Ender Arslan 4 (1 ribaund- 2 asist), Enes Kanter 14 (7 ribaund), Hidayet Türkoğlu 14 (3 ribaund- 1 asist),

PORTEKİZ (56): Antonio Tavares 5 (1 asist), Miguel Minhava 3 (2 ribaund- 3 asist), Fernando Sousa (1 ribaund), Claudio Fonseca 4 (4 ribaund), Felipe da Silva 9 (4 ribaund- 2 asist), Carlos Andrade 5 (5 ribaund- 1 asist), Jose Silva 3, Elvis Evora 12 (12 ribaund- 1 asist), Marco Goncalves 2 (2 ribaund), Miguel Miranda 8 (2 ribaund- 3 asist), Joao Santos 5 (3 ribaund)

29 Ağustos 2011

Milli Takımımızın Turnuva Kadrosu Belli Oldu


Litvanya'daki turnuvaya gidecek olan 12 kişilik kadro belli oldu. Sakatlığından dolayı daha önceden kadrodan çıkarılan, hazırlık turnuvasında da bu yüzden pek hazır görüntü veremeyen ve bildiğimiz Semih Erden görüntüsünden uzak olan, ikili mücadelelerden kaçınan Semih Erden'den sonra Doğuş da kadroda kendisine yer bulamadı ve böylelikle Litvanya'ya gidecek olan 12.isim İzzet Türkyılmaz oldu.

Herkes tarafından tartışılan bir tercih oldu. Semih'in kadrodan çıkarılmasından dolayı genel kanı Furkan'ın tekrar milli takıma çağrılacağı ve turnuvaya onunla gidileceği yönündeydi. Fakat beklenen olmadı ve hazırlık maçlarında bile doğru düzgün süre alamayan İzzet, böylesine önem taşıyan ve uzun rotasyonu açısından sıkıntılarımız olduğu (Kerem Gönlüm ve Semih Erden'in sakatlığı) bir turnuvaya götürülmüş oldu.

Orhun Ene'nin muhakkak ki kendisine ait bazı doğruları vardır bu kararı almasında. Keşke turnuvya götüreceği bu oyuncuya hazırlık maçlarında daha fazla süre verseydi de biz de onun İzzet'te gördüğü şeyleri ucundan kıyısından da olsa görme şansı elde edebilseydik. Bu karar aynı zamanda bir de oyun kurucu pozisyonunda da Kerem Tunçeri-Ender ikilisiyle mücadele edileceğini doğurmuş oldu. Yani dönem dönem Emir'i top taşırken görürsek şaşırmamalıyız. Ne diyelim büyük bir risk aldı Orhun Ene. İzzet, buraları oynayabilecek basketbol olgunluğuna ve tecrübeye henüz ulaşabilmiş değil. Zaten Litvanya öncesi yeteri kadar endişemiz vardı ve bizi diken üstünde tutacak bir gelişme daha geldi maalesef. Umarım ben yanılırım, yolun açık olsun 12 dev adam.

İzzet Türkyılmaz, Cenk Akyol, Ender Arslan, Kerem Tunçeri, Sinan Güler, Emir Preldzic, Oğuz Savaş, Ömer Onan, Ömer Aşık, Ersan İlyasova, Hidayet Türkoğlu, Enes Kanter.

26 Ağustos 2011

Son Rakibimiz Portekiz


Finlandiya ile daha önce Eurobasket'e gelmesi kesinleşen fakat hangi takımın hangi grupta yer alacağı belli olmuş oldu. Portekiz, A Grubu'na düşerek milli takımımızın rakibi, bir başka deyişle cehennem grubuna son talihli bileti kazanan takım oldu. Böylelikle 31 Ağustos günü turnuvanın ilk maçında Portekiz ile karşılaşacağız. Finlandiya da C Grubu'na giderek bu gruba düşmediği için bayram etti.

Karadağ ile Bir Kez Daha


Daha önceki yıllarda Sırbistan ile seyirciye kapalı bir maça çıkmıştık şampiyona öncesi. Bu sefer aynı tarife Karadağ'a uygulanacak. Bugün itibariyle Adidas Cup'ı tamamlayarak tüm hazırlık turnuvalarını bitirmiş olduk. Eurobasket2011 öncesi son prova ise 27 Ağustos Cumartesi günü İstanbul'da, seyirciye kapalı olacak olan maçta olacak. Karadağ ile karşılaşıp sonra Litvanya'nın yolunu tutacağız.

İspanya'da Kadro Belli Oldu


Eurobasket2011'de grubumuzda yer alan ve her şampiyonanın olduğu bu turnuvanın da ağır favorisi olan İspanya'da yola şu 12 ile devam edilecek. Jose Calderon, Ricky Rubio, Victor Sada, Juan Carlos Navarro, Rudy Fernandez, Sergio Llull, San Emeterio, Pau Gasol, Marc Gasol, Serge Ibaka, Felipe Reyes ve Victor Claver. Beklenen bir 12 kişilik liste ve Rubio ile Fernandez'in de hafif sakatlıklarının bulunduğu ve turnuvaya sağlıklı yetişebilmeleri için yoğun çaba harcandığını da belirtmek isterim.

25 Ağustos 2011

Türkiye 81-69 Karadağ (Adidas Cup 2.Gün)


Maça 6-0'lık seriyle başladık. Hücumda etkiliğini sürdüren milli takımız ilk 4 dakikada 11-3'lük bir üstünlüğe sahip oldu. Bu noktada Ömer Aşık, Kerem Tunçeri ve Ersan'ın basketlerini izledik. Karadağ'ı hücumda durdurdukça morali yükselen Türkiye, farkı 11 sayıya kadar çıkarmayı başardı, 16-5. Bir de devreye Hidayet girince ilk çeyrek 26-18 önde geçildi.

İkinci periyotta, ilk çeyrekteki kadar yüzdeli hücum edemeyen ve savunma direnci biraz düşen milli takımımız farkın erimesine izin verdi. Pekovic'in oynamadığı maçta Vucevic'in basketleriyle maçın tekrar içine giren Karadağ'a karşılık Enes Kanter, Emir ve Ender Arslan'dan geldi. Bir ara skorda 35-35 eşitliği sağlayan Karadağ, bu oyununu belli bir seviyede tutamadığı için devre sonunda tekrar farkın açılmasına izin verdi ve 20 dakikalık bölüm milli takımımızın 46-38'lik üstünlüğüyle sona erdi.

İkinci yarıda ise Ersan ve Hidayet'ten gelen skor katkısı moralleri yükseltti, 51-38. Periyot sonuna doğru Hidayet'in attığı basketle 10 sayılık farka ulaşan milli takımımız Karadağ'a mola aldırmak zorunda kaldı, 60-50. Moladan sonra biraz olsun toparlanan Karadağ, son periyoda 61-54 geride girdi.

Maçtaki genel görüntü, son çeyreğe de yansıdı. Yine 10 dakikaya iyi başlayan taraf Türkiye oldu fakat yine Karadağ maça geriden gelip ortak olmayı başardı. Bu bölümde bir ara farkı 66-54 ile 12 sayıya çıkarsak da 11-4'lük Karadağ serisiyle mücadele tekrar ortaya geldi, 70-65. Kalan bölümde ise iyi savunma yapan milliler Karadağ'a sadece 4 sayı şansı tanıdı ve karşılaşmadan 81-69'luk galibiyetle ayrılmayı başardı.

Hazırlık dönemindeki en iyi oyunumuzu en son maça bıraktık. Şu ana kadar oynadığımız daha önceki 7 maça oranla da daha iyiydik. Özellikle ilk kez hücumda genel olarak oyuncularımız ritmini bulmuştu. Tüm süreç boyunca performansından şikayetçi olduğumuz ve bir türlü şut ritmini bulamayan Hidayet ve Ersan da bugün iyi gözüktü. Onun dışında Adidas Cup genelinde Kerem Tunçeri'nin iyi performansı devam etti. Ömer Aşık bildiğimiz gibiydi, döndüğü günden beri içeriyi domine etmeye devam ediyordu. Dün hiç süre alamayan Oğuz Savaş, bu takımda bende olmalıyım diye bugünkü performansıyla ve uzunlar arası ondan görmeye alışık olduğumuz paslarıyla adeta Orhun Ene'ye göz kırptı. Enes ise her geçen iyiye gittiğini ve bundan 1-2 sene sonra ne kadar iyi bir oyuncu olacağını gösterdi. Genel olarak hücum bakımından ben oynanan oyundan memnun kaldım. Daha önceki tüm maçlarda da hücumdayken doğruları yapsak da bitirici şutlar gelmediğinden, bunları sokamadığımızdan çabuk düzen dışına çıkabiliyorduk fakat tıpkı Dünya Şampiyonası'nda olduğu gibi şutları soktukça ritim bulduk, özgüvenler yerine geldi. İşin savunma kısmında bu kadar iyimser olamayacağım maalesef. Özellikle ikili oyunlardaki zaafiyetimiz malum. Yine şutu olan uzun oyuncuları tutmakta zorlanıyor. Ne Ömer, ne Ersan, ne Oğuz, ne Enes bu tip oyuncuları tutmayı bilmiyorlar. Özellikle Ersan oyundayken rakip oyun setlerinde genellikle uzun oyuncusunu dışarıya çıkararak şut kullanmasını veya dışarıdan potaya doğru drive etmesini kullanarak Ersan'ın üzerinde basket veya pozisyon kovalıyor ve şu ana kadar da bunu çok iyi yaptıklarını söyleyebilirim. Buradan da net olarak görüyoruz ki Ersan'ın ayakları yavaş ve onu 3 numarada kullanma düşüncesinde olan Efeslilere de buradan selam olsun diyorum. Bir de ribauntlarda ortaya düşen toplarda forvetlerin ve guardın biraz daha uyanık olması gerekiyor ve bu konuda uzun oyuncularımıza yardım etmesi gerekiyor. Bazı pozisyonlarda dış oyuncularımız sadece izlemekle yetindiği için hücum ribauntu, dolayısıyla ikinci şans sayıları verdik. Bunlar benim gözlemlediğim en ciddi sorunlar ve üzerinde durulması gereken başlıca konular. Bunları iyi bir şekilde hallettikten sonra diğer ufak tefek problemlerin tolere edilebileceğini veya çabuk çözüm bulunabileceğini düşünüyorum. Şampiyona öncesi seyirciye kapalı olarak oynayacağımız bir Karadağ maçı var. Onun haricinde tüm hazırlık turnuvalarına tamamladık ve Adidas Cup'da da şampiyon olarak yüzlerin gülmesini sağladık. Umarım herşey daha iyi olur şampiyonada. Fakat şu da bir gerçek ki şu savunmadaki sorunları da aştıktan sonra çok daha iyi ve hazır bir milli takım bulacağımızı düşünüyorum.

TÜRKİYE (81): Sinan Güler 2 (2 ribaund), Ömer Onan 11, Ersan İlyasova 9, Semih Erden 2 (1 ribaund), Kerem Tunçeri 4 (1 ribaund, 1 asist), Oğuz Savaş 4 (4 ribaund), Ömer Aşık 12 (5 ribaund), Ender Arslan 10 (3 ribaund, 1 asist), Enes Kanter 8 (10 ribaund), Hidayet Türkoğlu 13 (3 ribaund, 2 asist), Emir Preldzic 6 (3 ribaund, 2 asist)

KARADAĞ (69): Goran Jeretin 4 (4 asist), Milos Borisov (1 asist), Vladimir Golubovic 6 (4 ribaund), Omer Cook 14 (2 ribaund, 4 asist), Slavko Vranes 4 (1 ribaund), Miko Bjelica 4 (1 ribaund), Nikola Vucevic 15 (7 ribaund), VLadimir Dasic 11 (4 ribaund, 1 ribaund), Vladimir Dragicevic 4 (5 ribaund, 1 ribaund), Boris Bakic 4 (1 ribaund, 1 asist), Vladimir Mihailovic 3 (4 ribaund)

24 Ağustos 2011

Türkiye 70-64 Yeni Zelanda (Adidas İstanbul Cup 1.Gün)


İlk çeyreğe iyi başlayan millilerimiz Hidayet Türkoğlu, Ömer Aşık ve Ömer Onan'ın 3 sayılık basket ve bir de faulü baskete çevirmesinden dolayı 8-4 öne geçti. Çeyreğin kalan bölümünde Emir ve Ömer Onan'dan gelen sayılara Yeni Zelanda Penney ve Webster ile karşılık verdi ve ilk 10 dakikalık bölüm 19-13 üstünlüğümüz ile geçildi.

İkinci çeyrekte Enes Kanter yavaş yavaş varlığını hissettirmeye başladı. Yeni Zelanda cephesinde de skorer Penney devreye girdi. Özellikle Penney takımını devrenin sonlarına doğru sırtlamaya başlayınca bu bölümde sayı üretmekte zorlanan milli takımı yakalamayı başardı ve ilk devre 34-32 sona erdi.

İkinci yarıya genel olarak hazırlık turnuvalarında olduğu gibi iyi başlayamadık. İlk 3 dakika yanlızca Ender Arslan'ın serbest atış çizgisinden bulduğu 1 sayıyla yetindik ve rakip de geriden gelip öne geçmeyi başardı, 35-38. Daha sonra yavaş yavaş bu kriz dönemini üzerinden atan milliler Ender Arslan, Kerem Tunçeri ve Enes Kanter'den gelen katkılarla son çeyreğe önde girmeyi başardı, 51-47.

Son periyotta ise Yeni Zelandalılar yüzdeli şut soktuğu için maçın içinde kalmayı başardılar. Ömer Onan, Enes Kanter ile bulduğumuz basketlere Yeni Zelanda, Frank, Dickel ve Henry'nin basketleriyle karşılık verdi, 58-60. Televizyon molasından iyi dönen milli takım son bölümde Enes Kanter, Emir ve Kerem Tunçeri'nin basketleriyle öne geçmeyi başardı ve maçı da kazandı, 70-64.

Yine yarım yamalak, biraz iyi biraz kötü bir milli takım izledik. İlk çeyrek iyi oynayan ve savunmada biraz daha iyi gözüken milli takımımız, 2.çeyrek başladığı andan itibaren koparabileceği ve rahat kazanabileceği maçta rakibini yine oyuna ortak etmeyi başardı. Yine önceki karşılaşmalarda olduğumuz gibi kötü bir 3.çeyrek oynamamıza rağmen son 10 dakikalık bölümde toparlandık ve zayıf rakibimize karşı kazanmayı başardık. Şu galibiyet benim için 15-20 sayılık bir farkla gelmedikten sonra benim için önemli değil açıkçası. Şu aşamada ve turnuvaya bu kadar az süre kalmışken ve hala ritmimizi bulamamışken, kazanmak önemlidir muhabbetine girmeyeceğim. Savunmada kötüydük, hücumda ise Enes, Kerem Tunçeri, Ömer Aşık ve ilk yarıdaki performansıyla Ömer Onan'ın sırtına bindik resmen. Onun dışında bizim ana skorerlerimiz olan Ersan ve Hidayet 2'şer sayı atarak ve son derece de kötü bir yüzdeyle toplamda 4 sayıyla tamamladılar karşılaşmayı. Hazırlık dönemlerinde Hidayet'in bu kötü performanslarına alışkınız fakat ilk kez Ersan'ı üst üste bu kadar kötüyken izliyoruz. Enes Kanter ise gün geçtikçe çok daha iyi bir görüntü sergiliyor. Pota altındaki sahip olduğu güç ve yeteneği birleştirerek katkı vermeye devam ediyor. Kimse onu ilk kez Ukrayna karşısında izledikten sonra bu kadar kısa sürede bu denli bir kıpırdanma yaşamasını beklemiyordu. Onu izledikçe yazık olmuş basketbolsuz geçen 2 senesine diye içimden geçirmeden edemiyorum. Savunmada aksadığı yerler var fakat onları şu aşamada tolere edebiliriz diye düşünüyorum. Savunma konusunda ise takım olarak yine bence kötüydük. Kısa kısa iyi görüntü verdik fakat bizim bu dağınık halimiz ne olacak merak ediyorum. Özellikle rakibin yaptığı perdelerde ve ikili oyunlarda büyük zaafiyet gösteriyoruz adamımızı bulmakta ve savunma yapmakta. Hala da değişen bir görüntü yok... Semih'in dönmesi hepimizi sevindirmişti fakat o da sakatlığından dolayı o eski bildiğimiz savaşçı ve sahaya yüreğini koyan Semih değil, haklı olarak çekinceleri var. Toparlayacak olursak yine kötüydük. Oyun sonunda Yeni Zelanda'nın yaptığı top kayıpları ve bizim bireysel yeteneklerimiz maçın bize kaymasına yardımcı oldu. Bilmiyorum artık bu takım ne zaman düzelir. Artık önümüzdeki tek teselli, "bu takım turnuva havasını koklayınca, işler ciddiye binince, bekleneni verir" olacak. Bakalım bir de kendimizi bu şekilde kandırmaya, avutmaya çalışalım. Yarın turnuvanın şampiyonunu belirleyecek maçta rakibimiz, bugün Ukrayna'yı 80-67'lik skorla mağlup eden Karadağ olacak. Maç 21.00'de ve CNN Türk'te.

TÜRKİYE (70): Cenk Akyol 2 (1 ribaund), Sinan Güler (3 ribaund), Ömer Onan 9, Ersan İlyasova 2 (6 ribaund- 1 asist), Kerem Tunçeri 12 (2 ribaund- 4 asist), Ömer Aşık 11 (7 ribaund), Ender Arslan 8 (3 ribaund), Enes Kanter 14 (6 ribaund), Hidayet Türkoğlu 2 (6 asist), Emir Preldzic 10 (4 ribaund)

YENİ ZELANDA (64): Lindsay Tait (1 ribaund- 2 asist), Kirk Penney 16 (2 ribaund- 3 asist), Mika Vukona 13 (9 ribaund- 4 asist), Mark Dickel 3 (3 ribaund- 5 asist), Corey Webster 8 (1 asist), Thomas Abercrombie 6 (4 ribaund- 2 asist), Alex Pledger 7 (5 ribaund), Benny Anthony (4 ribaund), Casey Frank 5 (6 ribaund- 2 asist), Leon Henry 6, Isaac Fotu (1 ribaund)

Adidas İstanbul Cup 2011 Başlıyor


İstanbul'un ev sahipliği yaptığı ve Eurobasket2011'e sayılı günler kala milli takımımızın en son hazırlık turnuvası olan Adidas İstanbul Cup bugün start alıyor. Turnuvada Karadağ, Ukrayna, Yeni Zelanda ve milli takımımız yer alıyor. Turnuva 2 gün sürecek ve ilk günün galipleri Perşembe günü final maçı, kaybedenleri ise 3.lük karşılaşması oynayacak. Artık milli takımımızın Eurobasket öncesi ne durumda olduğunu görmek adına önemli bir süreç olacak. Umarım Almanya'daki turnuvaya nazaran birçok şey düzelmiş ve iyiye gidiyordur zira Litvanya'ya birşey kalmadı. Bugün Yeni Zelanda ile karşılaşacağız. Maç 21.00'de CNN Türk ekranlarında olacak.

23 Ağustos 2011

Sırbistan'da Velickovic, İsrail'de Casspi Yok


Bugün çıkan 2 haber de sakatlık haberleri. Velickovic Eurobasket 2011'de oynamayacak. Onun durumu aslında pek sürpriz olmadı zira Sırbistan'da İvkovic onu İzmir'de oynanan şampiyonaya da getirmemişti. Her ne kadar Real Madrid'de süre alamasa da milli takımda önemli bir role sahipti yıldız oyuncu. Ayrıca Sırbistan'da sakatlığı bulunan Keselj'nin de durumu kritik. Kenardan gelerek takımına ivme kazandıran, oldukça iyi bir şutör olan ve fiziksel avantajlarından dolayı da oynadığı pozisyonda rakibe sıkıntı yaratan bir oyuncu olan Keselj'nin de durumu önümüzdeki birkaç gün içerisinde belli olacak.

İsrail cephesinde ise onların NBA yıldızı olan Casspi sakatlık sorunlarından dolayı kadrodan çıkarıldı ve Eurobasket2011'de oynayamayacak. O da kendisini ve takımı zor durumda bırakmak için oynamamayı düşündüğü açıkladı zaten. Böylelikle 2 önemli oyuncu daha eksilmiş oldu Litvanya'daki turnuvadan.

22 Ağustos 2011

Efes Pilsen Antremanlara Başladı


Anadolu Efes 2011-2012 sezonunun hazırlıklarına bugün (22 Ağustos Pazartesi) yaptığı antrenman ile başladı.

Anadolu Efes milli takımlarda bulunan oyuncularından ve sakatlığı bulunan Kerem Gönlüm’den yoksun olarak çalışmalarına başlarken; antrenmanda lacivert beyazlıların pilot takımı Pertevniyal’in genç oyuncuları da yer aldı.

Bugün ilk kez Anadolu Efes ile çalışmalara başlayan yeni transferler Sasha Vujacic ve Tarence Kinsey ise şık hareketleri ile dikkatleri üzerine çektiler.

Hazırlık çalışmalarının ilk sekiz gününü İstanbul'da yapacağı antrenmanlarla sürdürecek olan lacivert-beyazlılar, 30 Ağustos Salı günü İtalya'nın Bormio kentine giderek çalışmalarına burada devam edecek.

Bormio'da Ukrayna’nın Azovmash, İtalya’nın Montepaschi Siena ve Sondrio’da İtalyan Cantu ile karşılaşacak olan Anadolu Efes, 8 Eylül Perşembe günü Türkiye'ye dönerek çalışmalarını sürdürecek.
efesbasket.org

Almanya 64-52 Türkiye (Beko Super Cup 3.Gün)


A Millilerimizin Kerem Tunçeri, Ömer Onan, Hidayet Türkoğlu, Ersan İlyasova ve Ömer Aşık’tan oluşan beşle başladığı maçın ilk basketini Almanya hızlı hücumunda Steffen Hamann kaydetti. Ömer Aşık ile dengeyi sağlayan Ay-Yıldızlılarımız, rakibini top kayıplarına zorladı ve Ömer Onan’ın arta arda sayılarıyla öne geçti. Ev sahibi Dirk Nowitzki - Chris Kaman ikilisiyle takibini sürdürürken, Kerem skoru 6-9’a getirdi. Kaptan Hidayet de farkı 5’e yükseltti. Nowitzki’nin arka arkaya isabetlerine ise Ömer Aşık yanıt verdi. Jan Jagla’nın yaptığı tip ve Robin Benzing’in basket faulüyle Panzerler son dakikaya avantajlı girdi. Fakat Enes Kanter turnikesini sayıya çevirdi ve ilk periyot 15-15 eşitlikle tamamlandı.

İkinci çeyreğin skor perdesini Spor Toto World Cup 10’un MVP’si Tibor Pleiss açarken, Ender Arslan’ın cevabı gecikmedi. Enes Kanter ile skor üretmeye devam eden 12 Dev Adam, Ömer Aşık’ın sayılarıyla 19-24 üstün duruma geldi. Almanya, Dirk Nowitzki’nin tekrar devreye girmesiyle toparlandıktan sonra Kerem Tunçeri’nin basketine Tibor Pleiss karşılık verdi. İkinci periyotta oldukça başarılı savunma yapan A Milli Takımımız,’in son saniyedeki isabetiyle ilk yarıyı 24-29 önde kapattı.

Üçüncü çeyrek Oğuz Savaş ve Chris Kaman’ın karşılıklı basketleriyle başladı. Dirk Nowitzki’nin zor pozisyondaki atışıyla farkı 2’ye indiren Almanya’da Kaman skorer oyununu sürdürdü. A Millilerimiz ise bu bölümde Hidayet Türkoğlu’nun elinden bir üçlük buldu. Robin Benzing’in durumu eşitlemesinin ardından Sven Schultze takımını öne 37-35 öne geçirdi. Kaptan Hidayet’in serbest atışlarına da Tibor Pleiss ile yanıt veren Panzerler, Jan Jagla’nın pota altı basketiyle farkı 4’e çıkardı. Ay-Yıldızlılarımız, Enes’in faul çizgisinden kaydettiği sayıyla final çeyreğine 41-38 geride girdi.

Son periyoda hızlı bir başlangıç yapan Almanya, Chris Kaman - Sven Suchultze ikilisinin etkili hücum performanslarıyla 12-0’lık bir seri yakaladı ve durumu 53-38 yaptı. 12 Dev Adam suskunluğunu Ersan İlyasova ile bozarken, Cenk Akyol’un üçlüğü ve yine Ersan’ın basket faulü farkı tek hanelere düşürdü. Fakat Panzerler; Kaman, Philipp Schwetheim ve Schultze’nin üçer sayılık oyunlarıyla 9-0’lık seri bularak skoru 63-46’ya getirdi. A Milli Takımımızın kalan 3 buçuk dakikada Ersan ve Enes ile ürettiği sayılar da sonucu değiştirmeye yetmedi ve maçı ev sahibi 64-52 kazandı.

ALMANYA (64): Robin Benzing 5 (2 ribaund), Johannes Herber (1 ribaund), Steffen Hamann 3 (1 ribaund- 2 asist), Sven Schultze 11 (3 ribaund), Heiko Schaffartzik 2 (4 ribaund- 5 asist), Tim Ohlbrecht 1 (3 ribaund), Philipp Schwetheim 3, Tibor Pleiss 5 (2 ribaund), Chris Kaman 16 (9 ribaund), Dirk Nowitzki 14 (5 ribaund), Jan Jagla 4 (1 ribaund- 1 asist), Lucca Staiger (1 ribaund)

TÜRKİYE (52): Cenk Akyol 3 (5 ribaund), Ömer Onan 5 (2 ribaund- 1 asist), Ersan İlyasova 8 (7 ribaund- 1 asist), Semih Erden (2 ribaund- 1 asist), Kerem Tunçeri 4 (1 ribaund- 1 asist), Oğuz Savaş 2 (1 ribaund), Ömer Aşık 8 (6 ribaund), Ender Arslan 3 (1 asist), Enes Kanter 12 (4 ribaund), Hidayet Türkoğlu 7 (2 ribaund), Doğuş Balbay Emir Preldzic (4 ribaund)
tbf.org.tr

20 Ağustos 2011

Türkiye 66-60 Belçika (Beko Super Cup 2.Gün)


Düne oranla daha iyiydik. Hatta net bir şekilde söyleyebilirim ki hazırlık sürecindeki en iyi performansımızı sahaya yansıttık. Savunmada çok daha iyiydik. Tabii hatalarımız oldu fakat genel itibariyle toparlanmış gözüktük. Herşeyden önemlisi daha dinçtik. Önceki maçlardaki o görüntümüz neydi öyle ? Mecali yoktu kimsenin... Özellikle Ömer Aşık'ın da dönmesiyle pota altına daha çok top indiriyoruz. Aynı şekilde ribaunt konusunda da İzmir'deki turnuvada yaşadığımız o sıkıntıları geride bıraktık. Ayrıca takımın lideri olan Hidayet, birkaç yanlış seçim dışında düne oranla daha iyiydi ve sadece dışarıdan şut atmayı bırakıp kendi oyununu oynamaya karar vermişti. Kenardan gelen Enes ise oldukça iyi bir maç çıkardı. Özellikle hücum ribauntlarındaki etkinliğiyle ikinci şans sayıları bulmamızı sağladı. Tıpkı Ömer Aşık gibi sakatlıktan yeni çıkan ve henüz 2.hazırlık maçını oynayan Semih Erden'in de düne oranla daha iyi olduğunu belirteyim. Yani genel hatlarıyla iyiydik, tabii bu performans kesinlikle yeterli değil fakat dün de söylediğim gibi karamsarlığa kapılmaya gerek yok. Sanıyorum gerçek milli takımı Eurobasket öncesi İstanbul'daki oynayacağımız 2 hazırlık maçında göreceğiz. Bugün Belçika karşısında iyi bir ilk yarı oynadık. 3.çeyreğin ortalarında fark sürekli 8-10 sayı civarında dolaştı durdu ve o arada bir türlü öldürücü darbeyi indirip maçı 15+ farka götüremememizin cezasını Belçika'yı maçın içine dahil etmekle ödedik. Bu sadece Belçika için değil tüm rakiplerimiz için geçerli. Muhakkak orada darbeyi vurup, maçı koparıp, kapıyı sonuna kadar kapatmamız gerekiyor. Fakat son çeyrekteki oyunumuzla kazanmayı başardık. Özetle daha iyiyiz fakat henüz yeterli seviyeye ulaşmış değiliz, yarın Almanya karşısında çok daha fazla savaşan bir milli takım izleyeceğimize de eminim. Maç 18.15'de CNN Türk'te.

TÜRKİYE (66): Cenk Akyol 3 (2 ribaund), Sinan Güler, Ömer Onan 6 (2 ribaund- 1 asist), Ersan İlyasova 11 (4 ribaund- 1 asist), Semih Erden 9 (3 ribaund), Kerem Tunçeri 6 (1 asist), Ömer Aşık 12 (9 ribaund), Ender Arslan 3 (3 asist), Enes Kanter 7 (8 ribaund), Hidayet Türkoğlu 2 (4 ribaund- 5 asist), Emir Preldzic 7 (2 ribaund - 1 asist)

BELÇİKA (60): Roel Moors 4 (3 ribaund – 2 asist), Sam Van Rossom 2 (1 ribaund – 4 asist), Christophe Beghin 11 (4 ribaund), Axel Hervelle 6 (8 ribaund – 3 asist), Randy Oveneke 3, Beye Tabu-Eboma 11 (4 ribaund – 1 asist), Dimitri Lauwers (1 asist), Guy Muya 3 (2 ribaund – 1 asist), Marcus Faison 2 (3 ribaund – 3 asist), Maxime De Zeeuw (1 ribaund), Thomos Van Den Spiegel 8 (2 ribaund), Didier Ilunga Mbenga 10 (3 ribaund)

19 Ağustos 2011

Türkiye 38-62 Yunanistan (Beko Super Cup 1.Gün)


Aslında çok fazla konuşulacak birşey yok. Daha iyi bir milli takım izleme beklentilerimiz boşa çıktı. Yine fazlasıyla yorgundu oyuncularımız. Temposuz hücumlarımız yine can sıktı. Aslında ayaklar da gitmiyor gerçekten. Potaya bile değmeyen şutlar, yerini bulmayan paslar, rakipten bir adım önce atılıp alınacak ribauntlar... Hiçbiri olmadı bugün. Herkes farkında bu gidişatın ve maç içinde de bu durumdan fazlasıyla etkilendi oyuncularımız, yüzler asıktı yine. Aslında böylesine bir 40 dakika izledikten sonra içinden pek fazla birşey yazmak da gelmiyor. Tek olumlu haber, Ömer Aşık'ın sakatlıktan sonra ilk çıktığı maçta yeterince tatmin edici oynamasıydı. Pota altında iyi savaştı ve gücünün el verdiğince mücadele etti. Umarım ilerleyen günlerde ve maçlarda çok daha iyi duruma gelir. Yine bugün oynamayan Semih'in de süre alması mutluluk verici oldu. Kerem Gönlüm'ün yerine takımda olması muhtemel Furkan veya Enes'in de bugün fazlasıyla kısıtlı süre alması da dikkat çekti. Yunanistan da en az bizim kadar kötüydü. Onlar da yıldız oyuncularından yoksun. Neredeyse B milli takımla turnuvaya katılacaklar. Bourousis, Fotsis, Calathes üzerine kurulu bir takım izledik. Bu üçlünün kenarda oturduğu anlarda onlar da bizim berbat oyunumuza ayak uydurmakta zorlanmadı. Fazlasıyla zor bir turnuva onları bekliyor olacak. Ayrıca son çeyrek skorunun da 8-2 olduğunu da hatırlatayım, gerçekten inanılmaz. Yarın Belçika ile oynuyoruz. Artık daha iyi olmak için yine umut etmekten başka birşey gelmiyor elden. Bizim için hazırlık turnuvalarında gösterilen bu performans çok sürpriz değil o yüzden enseyi karartmıyorum ama en azından birşeyleri önceki güne göre daha iyi yapsak da oyuncuların morali de biraz olsun düzelse...

TÜRKİYE (38): Cenk Akyol 2 (1 ribaund- 1 asist), Sinan Güler (1 ribaund), Ömer Onan (5 ribaund- 2 asist), Ersan İlyasova 9 (2 ribaund), Semih Erden 4 (1 ribaund), Kerem Tunçeri (1 ribaund- 1 asist), Oğuz Savaş 2 (2 ribaund), Ömer Aşık 10 (11 ribaund), Ender Arslan 2 (2 ribaund), Enes Kanter, Hidayet Türkoğlu 5 (1 asist), Emir Preldzic 4, Furkan Aldemir

YUNANİSTAN (62): Kostas Vassilliadis 10 (2 ribaund- 1 asist), Giannis Buorousis 17 (6 ribaund- 2 asist), Nikos Zisis 4 (2 ribaund- 2 asist), Vassilis Xanthopoulos (2 asist), Nick Calathes 4 (4 ribaund- 1 asist), Antonis Fotsis 3 (5 ribaund- 1 asist), Kostas Papanikolaou 9 (2 ribaund), Dimitris Mavroeidis 2 (2 ribaund), Kostas Koufos 9 (3 ribaund), Ian Vougioukas (4 ribaund), Kostas Kamakoglou 2 (2 ribaund- 2 asist), Kostas Sloukas 2 (1 ribaund)

Vujacic İstanbul'da


Efes Pilsen'in yeni transferi olan Sasha Vujacic, bugün İstanbul'a gelmiş bulunmakta. İstanbul'a indiğinde gazetecileri karşısında gören Vujacic, onlara da Türkçe hitap ederek "Merhaba" demiş. Hoşgeldin Sasha...

Nowitzki Almanya ile İlk Antremanına Çıktı


Almanya'nın yıldızı ve başarılarıyla bu yıl adından en çok söz ettiren basketbolcu olan Dirk Nowitzki, dün Almanya milli takımıyla ilk antremanına Kaman ile birlikte çıktı. Nowitzki'nin yapabileceği/yapacağı şeylerden pek bahsetmeye gerek yok sanırım. Almanya cephesinde bu konudaki tek tereddüt ise Nowitzki'nin biraz fazla basketboldan uzak kalmış olması ve takıma geç katılması. Eğer takıma çabuk uyum sağlarsa -ki yıllarca milli takım forması giydiğinden bu konuda pek sıkıntı yaşacağını veya uyum sürecinin uzayacağını pek düşünmüyorum- ve özellikle de fiziksel açıdan çabuk hazır duruma gelirse gerçekten Almanya oynadığı takım oyunuyla ve yıldıran sertliğiyle Eurobasket 2011'in gizli favorilerinden birisi haline gelecektir. Bunu da artık zaman gösterecek. Tek bildiğim şey var ki Almanlar özellikle guardlardan İzmir'deki turnuvada olduğu gibi katkı alırsa Nowitzki'yle de beraber kanatlanırlar.

Fransa'da Turiaf Turnuvada Yok


Eurobasket2011'e oldukça iddialı bir kadroyla gelen Fransa'da, Ronny Turiaf elindeki sakatlıktan dolayı milli takım forması giyemeyecek. Oldukça önemli bir kayıp bana göre Fransa adına. Yeteneklerinden ziyade koyduğu yürekle takıma çok şey katan, savaşçı bir uzun olan Turiaf'ın en az 3 hafta dinlenmesine karar verildi Fransa milli takım doktorları tarafından. Birkaç gündür Turiaf'ın oynayıp oynamayacağı dedikoduları ortalıkta dolaşıyordu ve bugünkü resmi açıklamayla bu da son bulmuş oldu. Ronny Turiaf'ın yerine ise geçtiğimiz sezon ülkemizdeki şampiyonada da forma giyen Ali Traore çağrıldı.

Yunanistan Maçı Öncesi


Yunanistan, kuşkusuz Eurobasket 2011'in sakatlıklar ve eksikler açısından en şanssız takımı. Birçok önemli yıldızları yok. Bunların başında Spanoulis ve milli takımdan emekli olan Diamantidis geliyor. Bu yıldızların yanında çok iyi rol ve takım oyuncuları olan isimleri de bu yaz turnuvada izleyemeyeceğiz. Fotsis, Calathes ve Bourousis dışında neredeyse B milli takımla şampiyonaya geliyorlar diyebiliriz. Fakat her ne olursa olsun basketbolda bir ekol sahibi olan Yunanistan her zaman çekilmesi gereken rakiplerin başında geliyor. Bugün de Almanya'da oynayacağımız hazırlık turnuvasının ilk gününde rakibimiz onlar. Zorlu bir maç olacak. Rakipten ziyade bizim ne durumda olacağımız sanıyorum çok daha önemli. İzmir'deki turnuvada oyunun hem savunma hem de hücum kısmında oldukça kötüydü. Bugün özellikle işin savunma kısmında dikkatler daha yoğun olacaktır. Hazırlık turnuvalarında düşük formuyla ün yapmış olan milli takımımızdan, endişeleri gidermesi için biraz kıpırdanma bekliyoruz. Bugün Ersan'ın bir sakatlığı sakatlığı olduğundan durumu belirsiz. Umarım onun da ciddi bir şeyi olmaz ve maçta oynar, çünkü Ersan'ın da form tutması bizim açımızda şu kısıtlı pota altı rotasyonunda oldukça önemli. İzmir'de izleyemediğimiz Ömer Aşık ise dönüyor, Semih bugün yok. Dikkatler biraz da Ömer'in üzerinde olacaktır. İnşallah en iyi şekilde döner, hem ona hem de Semih'e çok ihtiyacımız var. Yunaninstan ile oynayacağımız karşılaşma saat 18.30'da başlayacak, CNN Türk'ten yayınlanacak.

17 Ağustos 2011

BEKO Super Cup CNN Türk'de


Milli takımımızın hazırlık kapsamındaki ikinci durağı olacak Almanya'da katılacağı Beko Super Cup 2011, canlı olarak CNN Türk ekranlarında olacak. Turnuva 19-21 Ağustos tarihleri arasında oynanacak ve Yunanistan, Belçika ve ev sahibi Almanya bu dörtlü turnuvada yer alacak. Umarım daha iyi ve daha hazır bir milli takım izleriz.

15 Ağustos 2011

Pargo ile Maccabi FIBA'lık Oluyor


Maccabi'de herşey iyi giderken ve ardı arkasına kemikleşmiş ve geçtiğimiz sezon başarılı olan kadroya önemli takviyeler yapılırken Pargo'dan gelen haber moralleri bozmuş durumda. Geçtiğimiz yılın başında 1 yıllığına Maccabi ile imzalayan ve geçtiğimiz sezon boyunca oldukça iyi bir performans verdiğinden Mayıs ayında Maccabi ile masaya oturan ve sözleşmesini 2 yıl uzatan Jeremy Pargo ile Maccabi arasında sözleşmede yer alan NBA çıkış maddesinden dolayı anlaşmazlık çıktı. Yeni sözleşmede yer alan NBA çıkış maddesi, eğer Pargo'ya 1 Ağustos tarihine kadar bir talip çıkarsa aktif hale gelecek ve Pargo'nun NBA'e gitmesinde bu tarihe kadar Maccabi bir sorun çıkarmayacaktı. 1 Ağustos'tan sonrası için ise oyuncunun geleceği hakkında Maccabi ne derse o gerçekleşecekti. NBA'de lock-out'un yaşanmasından dolayı takımlar istese de tarafların herhangi bir görüşme, söz kesme ve anlaşma yapması yasak. İşte arıza da bu noktada kendini gösteriyor ve Pargo sözleşmesinde 1 Ağustos tarihine kadar yer alan bu NBA çıkış maddesini tüm sezon için uygulatmak istiyor ve sorun çıkarıyor. Bu durum karşısında İsrail radyolarına göre, Maccabi kendisinin haklı olduğunu ispatlamak için Pargo'nun kontratını FIBA'ya göndermiş. Bakalım, bu durum birkaç gün içerisinde netlik kazanacaktır. FIBA'dan çıkacak karara göre de artık yeni bir yol haritası çizilir. Ya Pargo ile yollar ayrılacak ya da Pargo fikrini değiştirip/ikna edilip Maccabi için oynaması sağlanacak. Bu seçeneklerden 2.şık yani Pargo'nun fikir değiştirmesi ve Maccabi için oynaması pek olası durmuyor. Oyuncunun Maccabi'ye dönmek istemediği ve gemileri yaktığı da çıkan dedikodular arasında. Maccabi ile yolların ayrılıp başka bir Euroleague takımıyla lock-out bitiminde NBA çıkış maddesiyle yeni bir sözleşme imzalaması mevcut gelişmelere göre daha olası duruyor.

14 Ağustos 2011

Papaloukas ve Casspi Maccabi Tel Aviv'de


Olympiakos yeni sezonda yüksek kontratı yüzünden Papaloukas ile devam etmeyi düşünmedi. Bir süredir kendisine kulüp arayan ve adı Efes Pilsen haricinde Litvanya'dan Zalgiris ile de alınan Euroleague'in efsane oyun kurucularından olan Papaloukas, Efes Pilsen'in grubunda yer alan Maccabi Tel Aviv ile 1 yıllığına anlaşmaya vardı. Gerçekten grubumuz iyice ölüm grubundan, cehennem grubuna doğru ilerlemeye başladı. Bütün önemli transferler bu grupta yer alan Euroleague takımlarından geliyor. Ayrıca Maccabi bir de NBA'de forma giyen ve bu sezon Sacramento'dan Cleveland'a takas yolu ile geçen İsrailli genç oyuncu Casspi ile anlaşmaya vardı. Onun da sözleşmesi NBA'deki lock-out bitine kadar olacak. Böylelikle önemli bir rotasyona sahip oldular gerçekten. Yedek isimler bile Euroleague'de rahatlıkla Top 16 kovalayacak seviyede. Olympiakos'da Schortsanidis ile de forma giyen Papaloukas tekrar buluşmuş oldu. Blatt yönetiminde tempo basketbolu oynayan Maccabi'de, yavaş tempolu bir guard olan Papaloukas'ın da nasıl bir performans göstereceğini merak ediyorum doğrusu. Papaloukas geçtiğimiz sezon Euroleague'de, 18 maçta 5.4 sayı 3.8 asist, Yunan liginde ise 29 maçta 6.4 sayı 3.8 asist ortalamalarıyla ile oynadı. Omri Casspi ise Sacramento'da, 71 maçta 8.6 sayı 4.3 ribaunt ile mücadele etti.

13 Ağustos 2011

Semih ve Ömer Aşık Almanya'da Oynayacak


Açıklamalar Alaeddin Yakan'a ait. Nihayet beklenen olumlu açıklama geldi ve Semih ve Ömer Aşık'ın Almanya'da katılacağımız turnuvada oynayacakları belirtildi. Gerçekten bu 2 önemli uzunumuz olmadan pota altında bir de Kerem Gönlüm'süz fazlasıyla zorlanıyoruz, özellikle de savunma sertliği ve ribaunt konularında. Hem Semih'in hem de Ömer'in takımla birlikte yoğun olarak çalıştığını biliyoruz, tabii onların da sakatlıklarının olması işi zorlaştırıyor fakat forma giyebilecek düzeye gelmeleri oldukça sevindirici. Umarım iyi bir dönüş yaparlar ve Eurobasket2011'e kadar da form tutup turnuvaya hazır olurlar. İzmir'deki turnuvadan sonra onlara çok ihtiyacımız olduğu ortada.

Şampiyon Almanya


İzmir'de düzelenen Spor Toto World Cup bugün itibariyle sona erdi. Son gün Ukrayna'ya kaybetmesine rağmen turnuvanın şampiyonu Sırbistan ve Türkiye'yi yendiği için Almanya oldu. Gerçekten heyecan veren bir takıma sahipler. Geçtiğimiz sezon ülkemizde yapılan Dünya Şampiyonası'nda gerçek hedeflerinin bu turnuva olmadığını ve Litvanya'daki Avrupa Şampiyonası'na hazırlandıklarını belirten Almanlar bu hedeflerine ulaşmak için çok iyi çalışmışlar ve yeni gelen isimlerle de yine takım olabilmeyi başarmışlar. Daha bu takıma Kaman'ın ve Nowitzki gibi de harika bir oyuncunun daha katılacağını ekleyeyim. Turnuvada Almanlar şampiyon olurken, Sırbistan ikinci, milli takımımız üçüncü ve Ukrayna da dördüncü oldu.

Turnuvanın en değerli oyuncusu ve aynı zamanda sayı kralı 15.0 sayı ortalamasıyla Tibos Pleiß oldu. Ribaunt kralı ise Ukrayna'dan 10.0 ortalama ile Oleksiy Pecherov oldu. Asist kralı ise Avrupa'nın sayılı oyun kurucularından CSKA Moskova'nın yeni transferi Milos Teodosic, 5.5 ortalamayla oldu. Top çalma kategorisinde ise 1.5 ortalamayla Doğuş Balbay lider oldu.

Bir parantez de İzmirli basketbol severlere açmak lazım. Hazırlık turnuvası olmasına rağmen tribünleri full doldurdular. İzmir dostlarla konuşabildiğim kadarıyla Almanya maçına bile bilet bulamayanlar varmış, bugün Sırbistan maçını düşünemiyorum bile. Gerçekten onlara da ayrı bir teşekkür etmek gerekiyor, milli takımımıza gösterdikleri ilgiden ve verdikleri destekten dolayı.

Türkiye 58-83 Sırbistan (Spor Toto World Cup 3.Gün)


Karşılaşma karşılıklı basketlerle başladı ve daha sonra Milosavljevic ve Savanovic'ten skor bulan Sırplar skoru 2-7'ye getirdi. Dünün etkili isimlerinden olan Ömer Onan'dan ilk çeyrekte katkı almayı sürdüren milli takımımız rakibi durdurmakta zorlandı ve bu bölüm karşılıklı basketlerle geçildi, 8-11. İlk çeyreğin sonlarında Emir ile basketler bulurken, periyodun son 2 dakikasında hiç sayı atamayınca ilk 10 dakikayı 18-24 geride tamamladık.

İkinci çeyreğin başında tıpkı dünkü Almanya karşılaşmasında yaşadığımız sorunu yine yaşadık ve Sırpların 11-0'lık bir seri yakalamasına izin verdik. Maçtaki o ana dek en büyük fark yakalanmıştı ve devre sonuna kadar da Ender ve Ersan'dan gelen sayılara Sırbistan, Keselj, Perovic ve Bjelica'nın sayılarıyla karşılık verdi ve fark korundu, 32-43. İkinci yarının ilk bölümü Savanovic-Krstic, Emir-Oğuz'un karşılıklı basketleriyle geçildiyse de ilerleyen bölümde yine Sırbistan 11-1'lik bir seri yakalamayı başardı, 38-58. 3.periyodu da sonradan oyuna girerek savunmaya biraz kıpırdanma getiren Doğuş Balbay'ın sayısıyla kapattık, 43-60.

Son periyot ise geri dönüş yapma şansını iyice kaybeden ve bir türlü savunmayı oturtamayan, uzunlardan istediği katkıyı alamayan ve onları hücumda maçın içine sokamayan Türkiye, kalan bölümde yedek oyunculara şans verdi. Özellikle bu bölümde oyuna giren genç İzzet, gösterdiği performansla ve konsantrasyonla benim beğenimi kazandı. Sırbistan'ın yedekleri bile tıpkı as oyuncular gibi birbirleriyle uyum içinde ve belli bir organizasyon dahilinde oynamayı başardılar. Maçın son 3 dakikasında yine önemli bir seri (11-0) yakalayan Sırbistan, maçtaki de en büyük farka ulaşarak milli takımımızı mağlup etti, 58-83.

Bizim adımıza oldukça kötü geçen ve henüz hazır olmadığımız, eksiklerimizin sakatlarımızın olduğu bir hazırlık turnuvasında son gün Sırbistan karşısında aldığımız sonuç epey kötü oldu. Velickovic dışında eksiği olmayan ve bizden daha hazır bir takım olan Sırbistan'ın galip gelmesini bekliyordum fakat bu kadar fark yiyeceğimizi de açıkçası beklemiyordum. Maç boyu skorda hiç öne geçemedik. Oldukça iyi organize olan bir Sırbistan takımı vardı yine karşımızda ve yine ilk çeyrek dışında rakibe yetişme ve yakalama şansımız olmadı. Hidayet'in diz ağrıları nedeniyle dünkü Almanya maçının son bölümünde kenara geldiğini ve bu sabahki antremana da katılmadığını belirtmiştim. Bugün de Sırplar karşısında hiç riske edilmedi. Dün hafif bir sakatlığı olan ve oynatılmayan Kerem Tunçeri ise bugün kadroda yer aldı. Kolay sayılar yedik, yine ribauntlarda sıkıntı yaşadık ve yine uzun oyunculardan beklediğimiz katkıyı alamadık. Enes, Oğuz ve Furkan'dan beklenen katkı gelmeyince rakip savunma doğrudan Ersan üzerine konsantre olduğu için o da tıpkı dün olduğu gibi yine beklenenin altında kaldı. Açıkçası dün Almanya karşısında oynanan oyunun biraz daha üstüne koyulmasını bekliyordum bugün için fakat değişen pek fazla birşey olmadı. Artık ağır antremanlar sona erdi ve fiziksel gücümüzün biraz daha iyileşeceğini düşünüyorum. Almanya'da katılacağımız turnuva biraz daha fazla önem taşıyor. Orada Ömer Aşık ve Semih Erden'in de oynayacağını düşünürsek daha iyi bir turnuva geçirebiliriz, inşallah onlar da en iyi şekilde dönerler.

TÜRKİYE (58): Cenk Akyol, Sinan Güler (1 ribaund), Barış Ermiş (1 ribaund- 2 asist), Ömer Onan 9 (1 ribaund- 1 asist), Ersan İlyasova 4 (1 ribaund), Kerem Tunçeri, Oğuz Savaş 8 (4 ribaund), Ender Arslan 7 (1 ribaund- 1 asist), Enes Kanter 6 (2 ribaund), Doğuş Balbay 3 (3 ribaund - 2 asist), İzzet Türkyılmaz 4 (1 asist- 1 ribaund), Emir Preldzic 16 (1 ribaund- 2 asist), Furkan Aldemir 1 (7 ribaund)

SIRBİSTAN (83): Milos Teodosic 4 (1 ribaund- 5 asist), Milenko Tepic 10 (4 ribaund- 1 asist), Ivan Paunic 4 (1 ribaund- 3 asist), Nemanja Bjelica 7 (5 ribaund), Stefan Markovic 6 (3 ribaund- 6 asist), Uros Tripkovic 10 (2 ribaund- 2 asist), Marko Keselj 7 (2 ribaund), Nenad Krstic 13 (1 ribaund), Kosta Perovic 12 (6 ribaund- 1 asist), Dusko Savanovic 8 (6 ribaund- 2 asist), Dragan Milosavljevic 2 (2 ribaund- 1 asist)

Hidayet Bugünkü Antremana Katılmadı


Dün Almanya maçının son bölümünde oyundan alınan ve doğrudan soyunma odasının yolunu tutan Hidayet, bugün sabah yapılan antremanda takımdan ayrı çalıştı. Artan diz ağrılarından dolayı fizyoterapist eşliğinde takımdan ayrı ağırlık çalışan yıldız oyuncumuzun umarım önemli birşeyi yoktur. Zaten sakatlıklardan yana yeterince çektik bir de Hidayet'te önemli bir durum çıkarsa -düşünmek bile istemiyorum- bizim adımıza hem basketbol hem de psikolojik açıdan berbat bir haber olur. Ayrıca Spor Toto World Cup'ta forma giymeyen oyuncularımız Ömer Aşık ve Semih Erden diğer oyuncularımızla aynı antreman temposunu sürdürmeye devam ediyor. Onlar da inşallah en kısa sürede sağlıklı olarak takıma katılırlar.

Sırbistan Maçı Öncesi

Sırbistan, bizim en iyi olduğumuz, en formda olduğumuz dönemlerde bile bize ters gelen bir takımdır. Geçen sezon Dünya Şampiyonası'nda herkesi eze eze yenip yarı finale geldiğimiz turnuvada bile son topta onları yenebildik ki o pozisyon da herkesin bildiği gibiydi, çok tartışıldı. Dün Almanya karşısında daha derli toplu olacağımızı ön görmüştüm. Nitekim Ukrayna karşısındaki o bezginlikten biraz kurtunulmuştu fakat hala tam iyi durumda değiliz. Bunun nedeni de ağır bir antreman temposundan çıktıktan sonra henüz ilk hazırlık maçlarımıza çıkıyor olmamızdı. Almanya karşısında sadece ilk çeyrekte skorda başa baş gidebildik daha sonra 2.çeyreğin başındaki 7-0'lık serilerinden sonra farkı açtılar ve hep önde rahat gittiler ta ki son çeyreğin bitimine 5 dakika kalan farkı 3'e düşürdüğümüz bölüme kadar. Tam maçı krize sokmuş, seyirci desteğini de arkamıza almış Almanya'ya psikolojik bir üstünlük kuracakken yine tüm maç boyunca kötü yaptığımız savunmayı bu bölümde iyileştiremediğimizden yine Almanya sayı buldu ve rahatladı. Zaten o andan sonra da pek rakibe yaklaşamadık, sıkıştıramadık. Sırbistan ise ilk gün Almanya karşısında yenildi. Fakat o maçta Teodosic ve Krstic gibi 2 çok önemli yıldızı dinlendirdiklerini ve Savanovic gibi takımın gizli lideri olan oyuncuya da çok az süre verdiklerini belirteyim. Bu konuda Ivkovic'e hak vermek lazım lakin onlar da buraya gelmeden önce Slovenya'da bir hazırlık turnuvasına katıldılar ve yorgun olduklarını belirteyim. Nitekim 1 maç dinlendirilen bu isimler dün Ukrayna karşısında sahne aldı ve oldukça iyi bir performans ortaya koydular. Özellikle Savanovic neredeyse şut kaçırmadan oynadı ve maçın da yıldızı oldu. Bu maça gelirsek... Bizim ribaunt konusunda epey sıkıntımız var. Semih Erden, Ömer Aşık ve Kerem Gönlüm'ün olmayışında bu konuda epey zorlanıyoruz. Aynı şekilde pota altı savunmasında da durum aynı. 2 yıldır maç yapmayan Enes, genç furkan ve oldukça yavaş ayaklara sahip olan ve formsuz bir hazırlık süreci geçiren Oğuz da beklenen katkıyı yapmakta ve bu isimlerin yokluğunu hissettirmemekte çok etkisiz kalıyor. Sırpların da uzun oyuncuların dominantlığı malum. Bir de ayakları yavaş uzunlara sahip olduğumuz için ve bu isimlerin de Savanovic ile eşleşmede çok büyük sıkıntı yaşayacağını düşünüyorum. Efes Pilsen'in yeni transferi olan isim bu maçta da takımını sırtlayabilir. Sırbistan biraz da son Dünya Şampiyonası'ndaki yarı final maçının hırsıyla oynayacaktır. Hem bizden daha hazırlar hem de bahsettiğim pota altı oyuncuların olmayışı ve oyuna sonradan girerek savunmada büyük katkı veren Sinan'ın da olmadığı bir günde fazlasıyla sıkıntılı bir maç bizi bekliyor olacak. Ayrıca Hidayet'in de artan diz ağrılarından dolayı bugün idmana çıkmadığını da belirtmek isterim. Bugün turnuvanın en ciddi maçına çıkıyoruz ve ilk hazırlık turnuvası sonrasında göstereceğimiz performansla nerede olduğumuzu net bir şekilde görme fırsatı elde edeceğiz. Maç 18.00'de.

Kobe Teklifi Düşük Buldu


Geçen hafta resmi olarak masaya oturan ve Beşiktaşlı yöneticilerden ilk teklifi alan fakat yeterli bulmayan, buna karşılık yeni bir teklif sunan Beşiktaş'ın bu teklifi de Kobe Bryant'ın menajeri Pelinka ve kendisi tarafından yeterli bulunmadı ve Kobe Bryant görüşmelerden çekilme kararı aldı. Böylelikle Kobe Bryant'ın Beşiktaş'a transferi de kapanmış oldu. Halbuki gelseydi dünya gözüyle kendisini lock-out bitene kadar ligimizde, Eurocup'da Deron Williams ile birlikte izleseydik unutulmayacak bir anı olurdu. Ayrıca son dedikodulara göre de Kobe Bryant ile Beşiktaş'tan başka Avrupa'dan bir takımın da ilgilendiği söyleniyor ve bu takım bir Euroleague takımı. Önümüzdeki günlerde bu ekip de ortaya çıkar, bilgileniriz. Şimdi gözler yine Beşiktaş'ta ve Kobe Bryant ile anlaşılamaması durumunda yedekte tutulan genç süper yıldız Kevin Durant'te. Durant'teki son gelişmelere burada değinmiştim. Eğer Kobe'ye önerilen rakamlar Durant'e önerilirse transfer gerçekleşir diye düşünüyorum. Deron Williams transferinden sonra Kobe ile masaya oturulması da NBA'de forma giyen yıldızların dikkatini ve ilgisini çekmiş olacak ki Kenyon Martin, Kevin Garnett ve Carlos Boozer da söylenenlere göre menajerleri aracılığıyla Beşiktaşlı yetkililere mesaj göndermiş. İlerleyen haftalar oldukça hareketli olacak.

12 Ağustos 2011

Türkiye 72-79 Almanya (Spor Toto World Cup 2.Gün)


Karşılaşma karşılıklı basketlerle başladı. İlk çeyrekte milli takımızdan Ömer Onan, Almanya'dan ise Pleiß ile Schaffartzik oldukça etkili gözüktü. Ömer maç boyu attığı 22 sayısının 11'ini ilk çeyrekte kaydederek, rakipte Schaffartzik periyodun son 1 dakikasına 8 sayı sığdırmayı başardı. Yine maçtaki ilk mola olan televizyon molasına kadar da Pleiß'ın attığı 6 sayı vardı. İlk çeyrek Oğuz Savaş'ın yaptığı basit hatadan dolayı, 3 serbest atışını da sayıya çeviren Schaffartzik'in basketleriyle 21-20 Almanya lehine sona erdi.

İkinci çeyreğe ise Almanya hızlı başladı ve maç boyu geriden gelmemize neden olan farkı yakalamayı başardı. 7-0'lık seriyle skoru 20-28'e getiren Panzerler, milli takımımıza mola aldırdı. Kalan bölüm karşılıklı basketlerle geçildi ve periyodun bitmesine 2 dakika kala o ana kadarki maçtaki en büyük fark olan 28-38'lik skoru Almanlar yakaladı. İlk yarı ise Emir'in basketiyle 35-43 ile bitti.

İkinci yarının hemen başında Ender Arslan'ın 3lüğüyle morallenen ve farkı 5'e indiren Türkiye'nin çabaları farkı daha da azaltmak için yeterli olmadı. Karşılıklı 3 sayılık basketler izlediğimiz bu bölümde Ender, Cenk ve Ersan'ın sayılarıyla 8-0'lık bir seri yakaladık, 48-53. Bizim bu serimize kısa süre sonra aynı şekilde cevap veren Almanya 10-2'lik seriyle maçtaki farkı 13'e yükseltti, 50-63. Periyot sonunda ilk basketini atan Hidayet'in bir kez daha sahne almasıyla skor 54-63'e geldi.

Son periyoda bir savunma gayretiyle başladık. Karşılıklı basketlerle geçilen bu bölümde savunma direncimizi kıran en önemli şey rakibe verilen hücum ribauntları oldu. İlerleyen bölümde Ersan ve Ömer'in başrolünü paylaştığı 8-0'lık seriyle hem seyirciyi maçın içine sokan hem de Almanya'yı sıkıştıran milli takımımızın skoru 68-71'e getirmeyi başardı. Savunmanın bir türlü istenilen düzeye ulaşmamasını fırsat bilen ve maçın başında da etkili olan Pleiß ve Benzig'in ortaya çıkmasıyla fark yeniden açıldı ve bir daha rakibe yaklaşamadık, maçı da 72-79 kaybettik ve bu galibiyetle de turnuvanın şampiyonu Almanya olmuş oldu.

Genel olarak maçı değerlendirecek olursak, Ukrayna engelini geçerken zorlanan milli takımımız, şansımızın pek yaver gitmediği ve karakter olarak bize ters gelen Almanya'ya mağlup oldu. Özellikle maç boyu savunmayı oturtmakta ve pota altından gerekli katkıyı almakta zorlandık. Savunma konusunda iyi olduğumuz bölümler oldu fakat hep birşeyler eksik kaldı. O eksik kalan birşeyler ise genelde pota altı oldu. Ne savunmada ne de hücumda buradan beklediğimiz katkıyı alamadık. Ömer Aşık, Semih Erden ve Kerem Gönlüm gibi ribauntçularımız olmayınca ne Oğuz, ne Enes ne de Furkan buraya merham olamadılar maç boyunca. Aynı sıkıntıları hücumda da yaşadık. Tabii hücumda uzun oyuncularımızdan gerekli katkıları alamamızın başında Kerem Tunçeri gibi bir pasörün bugün önemli olmayan bir sakatlıktan dolayı oynamıyor olmasının da etkisi büyüktü. Bir de bunlara Hidayet ve Ersan gibi iki önemli ismimizin gününde olmaması ve maça bir türlü ağırlıklarını koyamamaları eklenince epey sıkıntı çektik ve karşılaşmanın büyük bir bölümünü hep geriden takip etmekle geçirdik. Tam savunmayı sertleştirdiğimiz bölümlerde ribauntları rakibe vermemiz ve onlara bir hücum şansı daha tanımamız direncimizi aşağıya çekti. Özellikle pota altında hem Enes'in henüz yeteri kadar maç tecrübesine sahip olamaması hem de Oğuz Savaş'ın ayaklarının yavaş olması şutu olan Alman uzunların ekmeğine yağ sürdü ve maç boyunca buradan işledi durdular. Özellikle maçın da oyuncusu seçilen Pleiß çok etkiliydi. Maçı izlediğim süre içerisinde sürekli içimden umarım Semih Erden ve Ömer Aşık'ın turnuvaya iyi bir şekilde hazır olmasını geçirdim durdum. İzmir'den sonra bir sonraki durak olan Almanya'daki turnuvada bu 2 oyuncumuzun yanı sıra Sinan Güler'in de oynayabilecek olması sevindirici fakat tabii nasıl bir performans gösterecekleri ve ne ortaya koyacakları da çok mühim. Yarın turnuvanın en zor maçına çıkacağız. Slovenya'daki turnuvadan yorgun geldikleri için İvkovic tarafından ilk gün Almanya karşısında dinlendirilen Teodosic ile Krstic ve çok az süre alan Savanovic, bugün alınan farklı Ukrayna galibiyetinin başrol oyuncuları oldu. Yarın çok daha zor ve önemli bir maç bizleri bekliyor. Ayrıca son Dünya Şampiyonası yarı finalinde geçtiğimiz Sırbistan'ın bize karşı ekstra motive olacağını da düşündüğümde gerçekten maçın zorluğu bir kat daha artıyor. Yarın Sırbistan ile saat 18.00'de karşılaşacağız.

TÜRKİYE (72): Cenk Akyol 5 (1 ribaund), Barış Ermiş 4, Ömer Onan 22 (1 asist), Ersan İlyasova 10 (5 ribaund), Oğuz Savaş 4 (4 ribaund), Ender Arslan 7 (1 asist), Enes Kanter (4 ribaund), Hidayet Türkoğlu 10 (5 ribaund), Doğuş Balbay 2 (2 ribaund), Emir Preldzic 8 (3 ribaund- 2 asist), Furkan Aldemir (3 ribaund- 1 asist)

ALMANYA (79): Robin Benzig 16 (8 ribaund- 1 asist), Johannes Herber 5 (1 ribaund- 2 asist), Steffen Hamann 3 (1 ribaund- 5 asist), Sven Schultze 2 (1 ribaund- 1 asist), Heiko Schaffartzik 15 (4 ribaund- 2 asist), Philipp Schwetheim 7 (4 ribaund- 4 asist), Tibor Pleiss 20 (9 ribaund), Jan Jagla 4 (5 ribaund- 3 asist), Konrad Wysocki, Philip Zwiener 2 (1 ribaund), Lucca Staiger 5 (3 ribaund- 2 asist)

Zorlu Almanya Sınavı


Dün Ukrayna karşısında istenilen basketboldan ve performanstan çok uzaktık. Bugün ise rakibimiz ilk gün turnuvanın açılış maçında Sırbistan'ı yenen Almanya olacak. O maçı yayıncı kuruluş yayınlamadığı için maalesef izleme şansı bulamadık fakat Sırbistan'da Savanovic'in çok az süre aldığı ve Krstic ile Teodosic gibi iki yıldızın da forma giymediğini ve koç İvkovic tarafından dinlendirildiklerini biliyoruz. Sırbistan da buraya gelmeden önce Slovenya'da bir hazırlık turnuvasına katılmış olması da bu kararda etkendi. İvkovic'in bu hamleleri bu önemli oyuncuları turnuvanın son gününde bize karşı daha diri kalmasını sağlayacak, kendi adımıza iyi oldu yani. Tekrar bugüne döneceksek her ne olursa olsun Sırbistan'ı devirmiş Almanya ile karşılaşacağız. Daha önceden milli takım formasını giyeceğini açıklayan Dirk Nowitzki ve Kaman'sız galip gelmeyi başardılar. Rakip kim olursa olsun aynı disiplinle mücadele eden Almanlar, takım oyununu ve sertliği bir karakter haline getirmiş durumdalar. Ukrayna maçından çok daha zorlu bir karşılaşma bizleri bekliyor. Özellikle dünkü maçta yorgun bir 12 dev adam izledik. Almanya karşısında benzer oyun kötü sonuçlar doğurabilir. Millerimizin de turnuvadaki hedef 2 maçından birisi Almanya sınavı olduğu için dünkü maçta sıkça oyuncu değişikliğine giden ve farklı 5'leri sahada görmeye çalışan koç Orhun Ene'nin de çok daha farklı bir ciddiyet içerisinde olacağından eminim. Almanya'nın bize ters gelen takımlardan birisi olduğunu da düşünürsek akşama ilginç bir maç bizleri bekliyor olacak.

Teodosic ve Krstic Dinlendirildi


Oldukça iyi bir hazırlık dönemi geçiren Sırbistan da İzmir'de düzenlenen Spor Toto World Cup'ta yer alan takımlardan. Bugün turnuvanın açılış maçında Almanya'ya 59-58'lik skorla boyun eğen Sırbistan'da Teodosic ve Krstic gibi çok önemli iki oyuncunun süre almadığı dikkatleri çekmişti. CNN Türk son derece iyi (!) bir organizasyona imza attığı için sadece milli takımın maçlarını izleme şansımız oluyor. Sırbistan'ın tecrübeli koçu İvkovic maçtan sonra yaptığı açıklamada Slovenya'daki turnuvadan yorgun dönen Teodosic ve Krstic'i dinlendirdiğini ve onun yerine daha çok genç oyunculara süre verdiğini söyledi. Yani herhangi bir sakatlık yok. Sırp basketbolseverlerden de öğrenebildiğim kadarıyla yine bu takımın önemli parçalarından ve bugün Almanya'ya karşı süre almayan oyunculardan biri olan Velickovic'in ufak sakatlığı düzelmesine rağmen, %100'ünü sahaya veremeyeceği için İvkovic tarafından Sırbistan'da bırakılmış ve turnuvanın başlamasına artık fazla zaman yokken hiç riske edilmemiş.

11 Ağustos 2011

Türkiye 69-65 Ukrayna (Spor Toto World Cup 1.Gün)


Milli takımımızı geçen yılki Dünya Şampiyonası finalinden sonra ilk kez izleme şansı yakaladık. İzmir'de düzenlenen Spor Toto World Cup'ın ilk gününde Türkiye, Ukrayna'yı uzatmalar sonucu 69-65'lik skorla geçmeyi başardı. Özellikle maçın başında her iki takım da fazlasıyla tutuk bir görüntü sergiledi. Öyle ki milli takımımızın ilk çeyreğin son bölümündeki atağı olmasa ilk 10 dakikayı neredeyse tek haneli skor üreterek kapatmış olacaktık. Bu bölümde Cenk ve Furkan'ın da katkısıyla skorda Ukrayna'yı yakaladık, 11-12.

2.periyotta, maçın başına nazaran daha hareketliydik. Bu bölümde hemen aradaki kalite farkı belli oldu. 7-0 ve 10-0'lık yakalanan iki seriyle farkı açmaya ve fark yaratmaya başladık. İlk çeyrekte 11 sayı bulabilen Türk milli takımımızın sadece ikinci çeyrekte 27 sayı attığını da hemen not düşelim. İkinci yarı ise genel olarak istediğimiz gibi gitmedi. Savunma direnci olarak da üçüncü çeyreğe kötü başladık. Bu bölümde sahne alan Ukrayna'nın siyahı oyuncusu Burtt'ün önderliğinde 11-2'lik bir seri yakalayan Ukrayna farkı 4 sayıya indirip skoru 40-36'ya getirmeyi başardı. Moladan sonra Cenk Akyol'dan tekrar katkı alan ve Barış Ermiş'in de top çalmalarıyla skor üreten milli takımımız farkı tekrar 10 sayı barajına kadar çekmeyi başardı, 47-38.

4.çeyrek ise bana göre ilk periyottan sonra en kötü olduğumuz bölümdü. İyiden iyiye oyunculardaki yorgunluk da kendini göstermeye başladı. Savunmada ayaklar yavaşladı, şutlar girmemeye başladı. Maçın son bölümlerine doğru yine etkili olmaya başlayan Burtt, Ukrayna'nın geri gelişinde büyük rol oynadı. Son dakikaya girilirken skorda eşitlik vardı. Hidayet ve Kerem ile girdiğimiz pozisyonlardan sayı bulamayınca maç uzatmaya gitmiş oldu. Uzatma bölümünde ise Ender Arslan ve ardından Ömer Onan'dan tam süre dolarken gelen üçlükler maçın kopmasını sağladı. Turnuvanın ilk maçını millilerimiz 69-65 kazanmayı başardı.

Her ne olursa olsun kazanmak önemliydi. Bugün için genel hatlarıyla dikkat çeken şeylerin başında oyuna sonradan giren genç oyuncularımız Enes Kanter, Furkan Aldemir ve takıma yeni katılan Emir'e seyircilerimizin beklenen morali ve desteği isimleri anons edildiğinde alkışlayarak vermesi oldu. Seyirciler için de ayrı bir parantez açmak gerekir. Hazırlık turnuvası olmasına rağmen tribünleri dolduran İzmirliler'e de teşekkürler. Genel performans olarak ise ağır antremanlarımız devam ettiği için yaşanan yorgunluklar, şutların girmemesi normal. Yine savunmada da bu etkenlerden dolayı çoğu pozisyonu kapatmakta zorlandık. Kamplardan sonra yaptığımız ilk maçı değerlendirip geleceğimiz hakkında yorum yapmak yanlış olur. Fakat kendi karakterimizden bir parça sergilediğimiz ikinci çeyrekte hemen aradaki farkı açmayı becerebilmemizi göstermek önemliydi. Yarın yine aynı saatte, 20.30'da, bu sefer rakibimiz ilk gün oldukça formda bir Sırbistan'ı yenmeyi başaran Almanya olacak.

TÜRKİYE (69): Cenk Akyol 13 (2 ribaund), Barış Ermiş 4, Ömer Onan 9 (3 ribaund), Ersan İlyasova 3 (6 ribaund- 1 asist), Kerem Tunçeri 2 (2 asist), Oğuz Savaş 5 (6 ribaund- 2 asist), Ender Arslan 6 (1 ribaund- 2 asist), Enes Kanter 7 (6 ribaund), Hidayet Türkoğlu 8 (5 ribaund- 2 asist), Emir Preldzic 4 (2 ribaund- 3 asist), Furkan Aldemir 8 (7 ribaund)

UKRAYNA (65): Oleksandr Kolchenko 2 (1 asist), Steven Burtt 10 (5 ribaund- 6 asist), Viacheslav Kravtsov 15 (5 ribaund), Denys Lukashov 7 (4 ribaund), Maksym Pustozvonov 6 (3 ribaund- 1 asist), Kyrylo Fesenko 10 (8 ribaund- 1 asist), Andriy Agafonov 1 (3 ribaund- 1 asist), Oleksiy Pecherov 7 (1 riubaund), Aleksandr Mishula 5 (3 ribaund), Aleksandr Lypoviy 2 (2 ribaund- 2 asist), Dmytro Zabirchenko

Canlı Yayın Rezaleti


İlk yarısı şu anda sona eren milli maçı naklen veren yayıncı kuruluş CNN Türk müthiş bir fiyaskoya imza atmış durumda. Spiker koltuğunda oturan Sabri Ugan, basketbol literatürüne girecek inanılmaz ifadelerle izleyenleri mest ediyor !

2011 yılındayız ve bunları artık olmaması gerekiyor. Milyonların televizyon başında izlediği şu maç, böyle anlatılmamalıydı. Aslında spikerin hiçbir günahı yok. Tüm suç ona bu maçı anlattıranda. Karşılaşmada mola da olduğunda bir türlü reklam giriş anlarını ayarlayaman CNN Türk ilk gün itibariyle berbat ötesi bir yayıncılığa ve organizasyona imza atmış durumda. Yorumcu koltuğunda oturan Nejat Sayman ara ara lafa girip durumu kurtarmaya çalışsa da olay kurtarılmaktan çok uzakta. Bugün tüm neşemle televizyon başına oturmuş milli takımımızı izleyecekken karşılaştığım bu durum keyfimin epey kaçmasına sebep oldu. Konuşabildiğim herkes bu durumdan şikayetçi. Umarım şikayetlere kulak asacak olan CNN Türk organizasyonu, ilk günkü bu fiyaskodan sonra geriye kalan 2 maç için birşeyler yapar. Bu eziyete maruz kalan bir basketbolsever olarak da şu eleştiri yapma hakkını kendimde görüyorum: "Eyy CNN Türk, altından kalkamayacağın, plan program yapmadığın organizasyonlara yayıncılık yapma lütfen !"

10 Ağustos 2011

Gortat da Litvanya'da Yok


Eurobasket 2011 Litvanya'da, milli takımımız ile birlikte ölüm grubunda yer alan Polonya'da takımın en önemli ismi olan Marcin Gortat, tıpkı İngiltere'nin Gordon olayında yaşadığı gibi, NBA'deki lock-out'tan kaynaklı olan sigorta işlemlerindeki karşılık nedeniyle turnuvada yer alamayacak. Polonyalı oyuncu oldukça başarılı bir sezon geçirmişti NBA'de, onun olmayacak olması Polonya adına işleri daha fazla zorlaştıracaktır. Konuyla ilgili de açıklama yapan Gortat, takımla beraber oynayamayacağı için üzgün olduğunu belirtti. Böylelikle yaz sonunda yapılacak olan turnuvada yer alamayacak önemli oyuncular listesine Gortat da girmiş oldu.

Kobe Olmazsa Durant Beşiktaş'a


Kobe Bryant ile görüşmelere resmen başlayan ve önemli bir yol kat eden Beşiktaş'ın, yapacağı teklifi Bryant'ın menajerinin istediği seviyeye çekmesi halinde Kobe de Deron Williams gibi Beşiktaş yolunu tutacak. Bu çok önemli bir şey kesinlikle. Hatta transfer görüşmelerinin bu noktaya gelmesi bile heyecan veriyor. Beşiktaş ise bir NBA süper starı getirmeye daha kararlı. ESPN'in de yaptığı haberde Kobe Bryant ile anlaşmanın olmaması halinde yeni hedef genç yıldız Kevin Durant. Yıldız oyuncu henüz lock-out süresince ne yapacağına tam karar vermiş durumda değil. Fakat en azından şunu biliyoruz ki Durant, Çin'de oynamak istemiyor. Bu da gözleri okyanusun beri tarafına çekiyor. Beşiktaş yetkilileri Kevin Durant'i, Kobe Bryant'ın alternatifi olarak tutuyor ! Şu kurduğum son cümle bile yeterince çılgınlık içeriyor doğrusu. Durant'in menajeri Goodwin, Beşiktaş yetkilileri ile görüştüğünü de söyledi. Ayrıca KD için İspanya ve Rusya da olabilecek ihtimaller arasında duruyor. Ayrıca Kobe Bryant'ın istediği miktarın biraz altını Durant'in kabul edebileceği yönünde haberler de var. Beşiktaş ve NBA yıldızları arasında bu 10 günlük süreç oldukça hareketli geçeceğe benziyor. Umarım kazanan Türk basketbolseverler olur da şu yıldızları Türkiye'de canlı izleme şansı buluruz.

Huertas Muradına Erdi


Transfer gündeminin son 1 aydır en çok konuşulan ismi olan Marcelinho Huertas sonunda muradına erdi. Efes Pilsen ile ilk kez Haziran ayının son günlerinde görüşmeye başlayan Brezilyalı oyun kurucu, aslında temsilcimiz ile anlaşmaya varmıştı fakat menajer probleminden dolayı Efes Pilsen transferi askıya aldı ve Spanoulis'e öncelik vermeye başladı. Spanoulis'in son anda Olympiakos'da kalmaya karar vermesi üzerine tekrar gündemin birinci maddesi olan Huertas transferinde bu sefer rakip olarak Barcelona vardı. Onlar da Rubio'yu NBA'e gönderdikten sonra Brezilyalı oyuncuyu transfer etmek istiyorlardı. Bu süreçte Huertas'ın İspanya dışına çıkmak istemediğini açıklaması Barcelona'nın elini güçlendirdi. Önemli 2 teklif (1.teklif Raduljica+800 bin Euro, 2.teklif Raduljica (kiralık)+1.8 milyon Euro) sunan ve bu 2 teklif de Caja Laboral tarafından kabul edilmesine rağmen oyuncunun İspanya'da kalma konusunda diretmesi, transferi Efes Pilsen adına çıkmaza sokmuştu. Daha önceden de zaten Efes Pilsen'in Huertas'tan vazgeçtiğini ve bu gelişme üzerine artık Huertas'ın Barcelona ile imza aşamasına geldiğini yazmıştım.

Bugün itibariyle Barcelona, Huertas ile anlaştığını resmi olarak duyurdu. Huertas ise yaptığı açıklamada hayalinin Barcelona'da oynamak olduğundan bahsetti. Barcelona, Caja Laboral'a 1.8 milyon Euro buy-out bedeli ödedi ve oyuncuya da senelik 1.3 milyon Euro'dan 4 yıllık anlaşma imzalattı. Böylelikle Katalanlar çok önemli bir ismi daha kadrosuna katarak benim gözümde gerçek bir şampiyon adayı oldular. Yıllardır Rubio'nun hücumu konusunda birçok maçta sorun yaşayan Barcelona için Huertas ilaç gibi gelecektir. Hem şutu iyi olan, hem tempoyu arttırabilip kolay basket bulacak kadar yüksek basketbol IQ'su olan, hem de pasör bir oyun kurucuya sahip olacak olmaları onları fazlasıyla rahatlatmıştır. Gerçekten Rubio'dan bile daha iyi bir guardları var artık. Brezilyalı oyuncu geçtiğimiz yıl ülkemizde düzelenen Dünya Şampiyonası'nda Brezilya adına 6 maçta 11.2 sayı 5.8 asist, normal sezonda Caja Laboral forması altında ise Euroleague'de, 20 maçta 10.3 sayı 5.6 asist, İspanya Ligi'nde 39 maçta 9.9 sayı 5.9 asist ortalamaları tutturmuştu.

9 Ağustos 2011

5 Yıldızımız da Türkiye'de Oynamak İstiyor


Açıklamalar Harun Erdenay'a ait. NBA'deki lock-out nedeniyle Türk basketbolcularımız Hidayet, Semih, Enes, Ömer ve Mehmet Okur'un Türkiye'de oynamak istediklerini ve hatta yakın bir süre içerisinde de bu işin çözümleneceğini, imzaların atılabileceğini söyledi. Hidayet ile Efes Pilsen flörtünü ve imzaların da lock-out'un süresine bağlı olarak Eurobasket'ten sonra atılabileceğini yazmıştım. Hidayet'in başka takımda oynamasına ihtimal vermiyorum. Fenerbahçe Ülker'de kısa bir süre önce Aydın Örs'ün transfer yapmayacaklarını açıklamalarının üzerine Semih'in Türkiye'deki adresini merak ediyorum doğrusu. Kendisiyle ayrıca Barcelona'nın da ilgilendiğini biliyoruz. Bu yıl Utah tarafından seçilen Enes'in de Fenerbahçe Ülker'de oynama ihtimali yok geçmişte yaşanan olaylardan dolayı. Onun da Çin'de oynamak istediğini daha önceden duymuştuk fakat Türkiye'de oynaması son 2 yıldır resmi maça çıkma şansı olmayan kendisi için çok daha faydalı olacaktır. Zira lock-out bittikten sonra Utah'a çok daha iyi bir şekilde dönecektir. Mehmet Okur'un da eğer gelirse ilk adresinin tıpkı Semih gibi Fenerbahçe Ülker olacağını düşünüyorum. Ömer'in de durumunu daha önceden yazmıştım ve Beşiktaş'ın da kendisine olan ilgisi malum. Ayrıca Fenerbahçe Ülker eğer Aydın Örs'ün dediği gibi transfer yapmayacaksa da Beşiktaş bu 2 oyuncuyla da ilgilenbilir ve renklerine bağlayabilir. Önümüzdeki günlerde bu 5 oyuncumuzun Türkiye'deki olası takımlarıyla ilgili daha somut bilgiler muhakkak edineceğiz. Bu sezon açıkçası NBA'i, TBL'de izleyeceğiz gibi gözüküyor.

Ömer Aşık Türkiye'de Oynamak İstiyor


NBA'deki lock-out'tan dolayı tıpkı Ersan gibi Ömer Aşık da Türkiye'de oynamak istediğini açıkladı. Ufak bir sakatlığı bulunan ve bu yüzden İzmir'deki hazırlık turnuvasında forma giyemeyecek olan Ömer Aşık'ın adı bir süredir Beşiktaş ile yazılıp çiziliyordu. Efes Pilsen'in pota altındaki şişkinliği ve Ersan'ın haricinde bir başka lock-out oyuncusuna sıcak bakmaması, Galatasaray'ın transferi kapatması, Ömer'in NBA'e gitmeden Fenerbahçe Ülker ile yaşadığı problemler nedeniyle şu an eli en güç olan takım Beşiktaş kalıyor. Ömer de Türkiye'de gerçekten oynamak istiyorsa en kısa sürede bu transferin de sonuçlanacağını düşünüyorum.

8 Ağustos 2011

Gordon'ın Gelmesi Çok Zor


Kısa bir süre önce Chicago'nun yıldızı Luol Deng'in sigorta işlemlerini tamamlayan ve Litvanya'daki turnuvada oynaması kesinleştiren İngiltere milli takımının aynı olumlu haberleri Gordon'dan almasının çok zor olduğu açıklandı. Son sürat Eurobasket2011'e hazırlıklarını sürdüren İngiltere'de, Hollanda ile oynanan hazırlık maçından sonra yetkili ağızdan yapılan açıklamada durumun gittikçe zorlaştığı ve iyice karıştığı söylendi. Durumun parayla ilgili olmadığı, NBA'deki lock-out'un sigorta işini zorlaştırdığı belirtildi. Aynı açıklamada eğer seneye lock-out olmazsa Gordon kesin olarak milli takımda yer alacağının altı çizildi. Tüm bu açıklamalardan sonra Gordon'ın bu yaz milli takımda yer alması bana göre mucize artık. İngiltere milli takımı Eurobasket 2011'de milli takımımız ile aynı grupta yer alıyordu.

Vlado Ilievski Efes Pilsen'de


McCalebb, Spanoulis, Huertas, Mills derken Efes Pilsen, adı bir ara Panathinaikos ile de anılan Vlado Ilievski ile imzaladı. Özellikle Spanoulis ve Huertas transferinde çok zaman harcayan yönetim, Mills'in de son dakikada sözleşmesinde lock-out bittiğinde gitmek istediği maddesini koydurmaya çalışması üzerine ondan da vazgeçerek, 31 yaşındaki 1.88 boyundaki Makedon oyuncu Ilievski ile anlaşmaya vardı. Geçtiğimiz sezonu Union Olimpija'da geçiren başarılı oyun kurucu kariyerinde ülkemizde Efes Pilsen'in de pilot takımı olan Antbirlik'in formasını giydi. Ayrıca Barcelona, Lottomatica Roma, Siena ve Tau Ceramica gibi önemli takımların da formasını terletti. Oyun kurucu özellikleri vasat üstü olduğunu düşündüğüm Makedon oyuncunun fena olmayan saha görüşü, arkadaşlarını oynatmaya çalışması, ortalama üstü şutu, pek de yıpratıcı ve delici olmayan penetresi var. Ancak şu da bir gerçek ki Mills'den lock-out bittiğinde çıkış istemesinden dolayı vazgeçilmesi çok yerinde bir karar oldu. Spanoulis ve Huertas gibi önemli isimler de olmayınca bana göre Ilievski en doğru tercihlerden biri oldu. Anlaşma 1+1 yıllık. 31 yaşındaki başarılı oyun kurucu geçtiğimiz sezon Union Olimpija formasıyla Euroleague'de 15 maçta 10.8 sayı 4.1 asist 1.7 top çalma, Adriyatik liginde 26 maçta 12.2 sayı 3.8 asist 1.3 top çalma, Slovenya liginde ise 19 maçta 10.2 sayı 3.3 asist 1.7 top çalma istatistikleri tutturdu. Transfer listesindeki yıldız isimlerden sonra Ilievski isminin biraz sönük kalması normal ama yönetim bence başarılı bir iş yaptı. Umarım Efes Pilsen forması altında iyi bir sezon geçirir.

5 Ağustos 2011

İlk Teklif Düşük Bulundu


Beşiktaş'ın Kobe Bryant'a olan ilgisi malum. NBA'in ve birçok kesime göre şu an dünyanın en iyi basketbolcusu olarak kabul görüyor. Beşiktaş, lock-out'tan dolayı Deron Williams'dan sonra Kobe Bryant'ı da Türkiye'ye, Beşiktaş'a getirmek için büyük çaba harcıyor. Geçtiğimiz gün Kobe Bryant'ın katılmadığı toplantıda, menajeriyle bir araya gelen Beşiktaşlı yetkililer resmi olarak ilk tekliflerini sundu fakat bu teklif Kobe'nin kabul edeceği düzeyde olmadı. Bu birkaç gün içerisinde yeniden görüşülecek ve bu sefer Beşiktaş'ın teklifini yükselteceği konuşuluyor. Artık resmi olarak görüşmeler başlamışken, Kobe Avrupa'da, Beşiktaş'ta oynamaya sıcak bakıyorken, bir orta yolun bulunacağını ve Beşiktaş'ın da istenilen miktara çıkacağını ve Kobe Bryant'ı da Türkiye'ye getireceğini düşünüyorum. Gerçekten burada bırakın lock-out süresince oynamasını, 1 maça dahi çıkabilecek olması büyük bir olay. Önce şu iş bitirilsin, anlaşma sağlasın, imzalar atılsın daha sonra lock-out'un sezon boyu sürmesi için dua ederiz.

Hidayet Efes Pilsen'li Oluyor


Türkiye'nin gururu, NBA'de bizi en iyi şekilde temsil eden oyunculardan biri olan Hidayet Türkoğlu, lock-out süresince Efes Pilsen forması giymeye oldukça yakın. Hidayet de yuvaya dönmeye sıcak bakıyor. Fakat Eurobasket'ten sonra transferin kesinleşmesi ve resmiyete dökülmesi bekleniyor. Litvanya'daki turnuvadan sonra NBA'deki lock-out durumuna bakılacak ve son karar verilecek. Hidayet, lock-out'un erken bitmesi durumunda transfer edilmeyecek. O da geçtiğimiz günlerde yaptığı bir açıklamada oynayacağı takımı yüz üstü bırakıp gitmek istemidiğini söylemişti. NBA'deki lock-out'un sezon boyu sürmesi halinde hem Hidayet'i hem de Ersan'ı bir sezon boyunca bu forma altında izlemek gerçekten büyük keyif olacak. Özellikle Hidayet'in takımdaki birleştirici özelliği ve liderlik ruhuyla Efes Pilsen'e büyük katkı sağlamasını, takım içi kaynaşmayı ve arkadaşlığı da pekiştirmesini bekliyorum. Ne açıdan bakarsanız bakın Hidayet'in yuvaya dönmesi gerek saha içi gerek saha dışı inanılmaz bir olay. Dediğim gibi durum Eurobasket'ten sonra netleşecek. Umarım lock-out 1 sene sürer de biz de şu takımın keyfini doyasıya çıkarırız.